yürek burkan bir türkiye gerçeği. herkesin yattığı saatte eve gelen bu insanlar herkesle aynı saatte yatarlar, yine sabahtan işe koyulurlar. cumartesi, pazar günleri çalışırlar. aldıkları ücrette asgari ücrettir. sosyal hayatları hiç yoktur. sadece sabah geldikleri işi, gece gittikleri evi bilirler. ne yerler ne içerler bilinmez, çocuklarıyla gün ışığında bir kahvaltı yapmamışlardır. yılda 2 kez bayramı beklerler, bayramda 1 gün izin yaparlar yapmazlar. bu yazdıklarımın hiç birisi, uydurma, duygu sömürüsü değil türkiye'nin ta kendisi çoğu içimizde yaşayan insanlar. ama bizim insanlarımız.
bazen insan çok param olsa fabrikalar kursam bu insanlara o fabrikalarda iyi şartlarda iş versem diyor. bir insanın yüzünün gülmesi, mutluluğu paradan çok daha değerlidir.
yaşamak için değil, çalışmak için yaşayan(!) insanlardır.
evet; insanlar. bir sosyal hayatı, bir özel hayatı, bir ailesi, sadece kendine ait bir şeyleri olması gerekirken, hepsinden mahrum bırakılmış insanlar. zorla insanlıktan çıkarılan, hiçbir şeylerinin insani ölçüde olmadığı insanlar.
kimilerinin sırtlarından para babası olup, "adam" vasfına çıkmalarının sebebi. aslında "adam" olmayan, ama altlarındaki son model jeep sayesinde adam denilen. takım elbiseleriyle "babacan" tavırlar çizen, ama binlerce insanın, çocuğun, bebeğin, hastanın yemeğine, suyuna, ilacına göz diken zenginler.
o zavallı insanların ve onların ailelerinin kursaklarındaki lokmaya saldırarak zengin olmuşlar. fakiri daha da fakirleştirerek zenginliklerine daha da zenginlik katanlar. binlerce insanın hayatının içine edenler. ve hala sokakta "adam" diye gezebilenler, hala "adam" diye anılanlar. hürmet, saygı, ve haketmedikleri bir sürü şeyi, bu insanların haklarını gasp ederek, onların vücudunu, iş gücünü, hayatını her bir şeyini sömürerek elde etmişler. keneler, kan emiciler, vampirler. hepsinin allah belasını versin!
türkiyede yapılan mali denetimlerin 3-5 kuruşla su yatağına göre akar minvalinde gerçelşetirildiğinin ayan beyan göze sokulması. evet ben de biliyorum böyle insanlar diyoruz.
(yazar basliga entry girer)insanin yuregini parcalayan calisanlardir.. (yazar birinci arkadasla konusur)abi benim pizzam karisik olsun bir de servisten aradilar yarin al dedilar arabayi. (birinci arkadas yazara cevap verir) hangi araba oglum? bmw lazim haftasonuna parti var. (yazar "sosyal devlet" basligina entry girer) bu ulkede sosyal devlet anlayisi mi var? yok, issizlik maasi henuz cogu insana hayal gibi gozukuyor evet oyle, peki ama vergi adaletsizli degil midir bunun en buyuk nedeni. (yazar birinci arkadasa cevap verir) abi entry giriyodum ne dedin, ha evet bmw'yi alacan zaten digeri hurdaya cikti haha ondan hayir bekleme. (birinci arkadas yazara sorar) oglum gecenlerde mufettis geldi sen hala bizi yuksek vergi dilimde gosteriyormussun, bir dahaki ay gecmeden ayarla, bu arada gecen aksamki yemegi sirket hesabina mi yazdirdin? (yazar cevap verir) evet, napalim baska turlu azaltamicaz, hehehe. (yazar "turkiye neden hala gelismis bir ulke degil" diye bir baslik acar)
saat 9 gibi iş yerine gelip saat 22.30 a kadar çalışmaktadırlar. aldıkları da para olsa. bu insanları bu paraya bu kadar çalıştıran kan emicilerin allah belasını versin.
bize sanayi devriminin ilk kez yasandığı dönemlerde ingilteredeki işçi politikalarını - ki hiç bir hak yoktur işçilere o dönem - anımsatan günümüz gerçeği.
yazar'ın kısa notu : sendikaların önemi çok büyük.*
gerçek emekçi. aylığı 1 milyar dolar da olsa bu verilen hakiki emeğin değerini vermez, veremez.
önünüzde saygıyla eğiliyorum, böylesi bir yaşam ve var olma mücadelesi verdiğiniz için saygıların en büyüğünü hak ediyorsunuz.
