günlerin uzamaya başlamasından bağımsız olarak gün, daha geç bitmeye yani hava daha geç kararmaya ve gün, daha geç doğmaya başlar. uygulama olarak saatler 1 saat ileri alınır genelde..ha keyfi olarak "saati ileri" dolaşanlar yok mudur vardır elbet, bunun bünyeye etkisi disiplinerdir, bir yerlere geç kalmamayı sağlar, daha doğrusu niyet budur, geç kalacak olan yarım saat ileri de alsa saatini yine geç kalır. ha ama burada konu saatlerin bir saat ileri alınmasıysa;
sabahın köründe mesela sabahın saat 6'sında uyanmak zorunda olanlar, bu durum günlerin uzama süresiyle telafi edilene kadar kışın ortasında olduğu gibi yine zifir karanlığa uyanacakları için bünyelerine etkisi depresiftir. zaten gün ağardıktan sonra kalkan bünyeler için bu durumun pek bir etkisi gözlemlenmemiştir.
bunun dışında eve giriş izinleri "hava karardığında evde ol" ile sınırlı kalanlar için de durumun pozitif etkisi vardır.
gecenin karanlığını sevenler ve hide in shadows sempatizanları için zaten günlerin uzaması kavramı yeterince can sıkıcıyken bunun bir saat hızlandırılmış olmasının etkisi, bünyedeki "direnç" ve "kaçınılmazı kabullenebilme" derecelerine göre hayli yıkıcı boyutlara varabilir.
unutkanlıkla başı dertte olan yazarın zihnini sürekli açık tutabilmek için gerçekleştirmediği eylemdir. zamanla bu da reflekse dönüşür ve bir sonraki saat değişikliği dönemi sabırsızlıkla beklenir.
saçma sapan gereksiz bir uğraştır. bizi binlerce yıllık tarihimizden koparma çabasının bir parçasıdır, eskiden saatler ileri geri mi alınıyordu, fatih istanbul'u ileri saat uygulamasıyla mı fethetti? japonya binlerce yıldır kendi saatini, çinliler hayvanlı takvimini, ruslar hayvanlı seksini kullanırken ve medeniyette çığır açarken bir biz çıktık kendi kültürümüzü reddedip ileri aldık geri verdik saatleri.
bir gecede binlerce alim, okumuş, aydın saati bilemez oldu! halbuse ibn haldun'lar, ibn rüşti'ler vakt i zamanında ileri saat uygulamasıyla mı ilim irfan eylemişti. hep kemalist devrimin safsatası bunlar...haşaaa sümme haaaşaaa!
...şeklinde serzenişler göreceğimi zannettiğim ama henüz göremediğim başlıktır. bugünler de pek bir yavaşladı bu yobazcıklar.
insanı çileden çıkartmak için bulunmuştur adeta. her saat ileri yada geri alındıgında bir sersemleme, bir boşluga düşme durumu görülür. hele birde dalgınsanız gideceginiz yere ya erken ya da geç gidip rezil olma ihtimali oldukça yüksektir. evden çıkarken gayet rahat davranan kişi sallana sallana giderken, gidecegi yere vardıp olayı kavradıgında yüzündeki ifade bu duruma olan tepkisinin açık göstergesidir.
bu sene 30 mart'ta 1 saat ileri alinacak. Bu arada Bakanlar Kurulu kararında, geçmiş yıllardan farklı olarak, saatlerin ne zaman geriye alınacağı hakkinda bir ifade yoktur. Önceki uygulamalarda, saatler Ekim ayının son Pazar günü 1 saat geri alınıyordu.
Bakanlar Kurulunun yeni bir karar almaması halinde bu durum ise uygulamanın dönemsel olmadığı ve ''yıla yayıldığı' anlamına gelmektedir.
ileri mi geri mi alınacağını çok iyi bilmeniz gereken durumdur. saatleri ileri almanız gereken zamanda yanlışlıkla geri almışsanız ve sabah 9 da otobüsününüz varsa kendi saatinize göre 9 da otogarda olursunuz fakat gerçekte saat 11 dir ve otobüs kaçmıştır. geçmiş olsundur. *
boş iştir müritlerim. bakınız, evlatlarım, yıllar yılı muhalefet eder dururum bu saat alınması olayına. nedir yani kardeşim? hayır, bir de neymiş, şu kadar milyar lira tasarruf edilmiş, ulen nasıl edilmiş? sankim millet saatlerle oynadılar deyü ışık yakmayı mı bırakmış? yani 5 ila 8 saatleri arasında çalışan bir makine 6 ila 9 saatleri arasında çalışınca daha mı az elenktürük harcar? olmaz ki ama böyle, bütün bunlar emperyonik dış mihrakların işi evlatlarım. müritlerim neandertal hocalarına ulaşamasınlar deyü onu bunu kurceleyip durur bunlar. ama heeç tasa etmeyin, neandertal hoca'nın nuru yatsıya kadar değil evlatlarım, batsıya kadar yanar.