sevinç ve üzüntü..hayatın kendisi ile idealler...güldüren detaylar ile (en çok kullanılan sıfatıyla) acı gerçekler bu kadar güzel anlatılır..
bir roman düşünün ki tam gözleriniz ıslanacakken sizi yerinizde zıplatsın,kapılara masalara vurdurtsun..halit ayarcı ve diğer karakter(unuttum adını şimdi) bize zamanın ve özellikle doğru saatin önemini anlatmak için yanlış saatleri ayarlamayı kendine ilke edinmiş bir enstitü kuruyorlar..bu arada gök bilimiyle uğraşan bir dernek(onun da bir adı vardı ama neyse),diğer karakterin halasının düğünde yaptıkları,halit ayarcının saat merakı..kötü ya da iyi yok..biraz iyi ve biraz da kötü insanlar var ahmet hamdi tanpınar romanında..istediğimiz gibi..
doğu felsefesinin cevherine işaret etme konusunda oldukça başarılı eser...
Hayır, benim çocukluğumun hürriyeti, hiç de bu cinsten bir hürriyet değildir. Evvelâ, burası zannımca en mühimdir, onu bana hiç kimse vermedi. Bu sızdırılmış altın külçesini birdenbire kendi içimde buldum. Tıpkı ağaçta kuş sesi, suda aydınlık gibi. Ve bir defa için buldum. Bulduğum günden beri de küçücük hayatım, fakir evimiz, etrafımızdaki insanlar, her şey değişti. Vakıa sonraları ben de onu kaybettim. Fakat ne olursa olsun bana temin ettiği şeyler hayatımın en büyük hazinesi oldular. Ne dünkü sefaletim, ne bugünkü refahım, hiçbir şey onun mucizesiyle doldurduğu seneleri benden bir daha alamadılar. O bana hiçbir şeye sahip olmadan, hiçbir şeye aldırmadan yaşamayı öğretti.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir. Medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırırken yaptığı tahliller, insanımız ve toplum yapımız açısından dikkate değer hükümler taşır. 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor.
dilinin agırlıgına ragmen sonuna kadar sıkılmadan okunan, her bir sayfasına hayranlıkla bakılan ahmet hamdi tanpınar romanı..
"sahibinin em mahrem dostu olan, bileğinde nabzının atışına arkadaslık eden, göğsünün üstünde bütün heyecanlarını paylaşan, hulasa onun hararetiyle ısınan ve onu uzviyetinde benimseyen, yahut masasının üstünde, gün dediğimiz zaman bütününü onunla beraber olup bittisiyle yaşayan saat, ister istemez sahibine temessül eder, onun gibi yaşamaya ve düşünmeye alışır."
-ayrıca kitaptaki zamanla ilgili göndermeler ve isimlerin zamanla ilgili olması romana eğlenceli bir üslup katmaktadır.mesela şeyh ahmet zamani efendi karakteri. aslında böyle birisinin olmadığını söyler hayri irdal. ama saatleri ayarlama enstitüsü bünyesinde bu isimde bir kitap çıkarır:"şeyh ahmet zamani ve eseri"
-saat tamirciliği yapan ve aynı zamanda bilge kişilik muvakkit nuri efendi de ilginç bir karakterdir. aynı zamanda hayri irdal'ın da hocasıdır.muvakkit de yine zamanla ilgilidir. vakit ayarlayan demektir. eskiden güneşe bakarak zaman tayini yapıldığı için bu tabir kullanılırdı.
nuri efendinin şu sözü çok hoştur:
"saatin kendisi mekan,yürüyüşü zaman,ayarı insandır.bu da gösterir ki, zaman ve mekan,insanla mevcuttur"
-halit ayarcı da yine enstitü bünyesinde iki kitap çıkarmıştır ve hayri irdal'in yakın arkadaşıdır.kitaplar şunlar:
1.'sosyal monizm ve saat'
2.'saniye ve sosyete'
-ayrıca enstitüye yeni bina yapılmıştır,o da yine saat görünümündedir.
--spoiler--
evet bu roman sadece saatlerden bahsetmez elbette. doğu-batı sorunuyla sürekli haşir ve neşir olan sayın yazarımız, bu romanında da değişik kavramları sembol olaraktan kullanmıştır. mesela dededen kalma saat geleneği temsil etmektedir; yanimse osmanlı kültürünü, dolayısıyla hayri irdal'in annesinin saati mübarek diye nitelemesi geleneklerini seven birisi olduğunu ve bu anlamda muhafazakarlığı simgeler; hayri irdal'in babasının saati menhus diye nitelemesi ise batının yeniliklerini kabul edip, eski olandan kurtulmaya çalışmasını simgeler. hayri irdal ise tabir-i diğerle sarkaç gibidir. anne ve babasının yetiştirme tarzlarının bir sonucu olarak kararsızdır. muvakkit nuri efendi ise, tam da bu kararsızlık anında ona yön gösteren klavuz durumundadır. çünkü muvakkit nuri efendi saat ayarcısı olduğu gibi doğu-batı konusunda da dengeyi tutturabilmenin adresidir.
ironi harmanıdır, hayri irdal ve halit ayarcı karakterlerini türk romanında bulmak imkansızdır. mizahın, ironinin çok ciddi bir iş olduğunu ayan beyan gösterir. bürokrasiyle dalga geçerken bu kesinlikle okuyucuya belli etmez. kah hüzünlenip kah tebessüm halinde kitap biter ve siz edebiyatın o sonsuz yağmurlarında sırılsıklam olduğunuza bir kez daha şükredersiniz.
baba tarafından evde içki içme izni alınmıştır. bi alkolik olduğundan kontrol etmek isterler seni çünkü. saat 19:30'da iki şarapla başla sonrası yok. söze durmazsan hiç yok yanlız. bi aylak olarak evdeki tüm saatleri 45 dakika ileri alırsın. ee baba hadi demenin saati 45 dakka önce gelir. *
not: uzun sürmediğini belirtmeme gerek var mı.
olsun anılarla torba dolsun he he.
Tanpınar'ın kült romanından uyarlanan oyun, saat ustası Nuri efendi ve ayaklı isveç yapımı eski bir duvar saati olan Mubarek üzerinden, saat-zaman-insan ilişkilerini irdelerken, Türk insanının doğu ve batı arasındaki bölünmüşlüğünü de gözler önüne sermektedir.
28 ekim 2008 günü saat 20:00'de harbiye kenter tiyatrosu'nda prömiyeri yapılacaktır..
özgür yalım ın uyarlamasıyla devlet tiyatrolarında sahnelenen oyun.
yeraltından notlarda şahane bir iş çıkaran özgür yalım bu oyunda da takdire değer. Oyun zaman zaman sürükleyiciliğini yitirse de Hayri irdal rolündeki Atilla Şendil ve ekürisi pskiyatrist rolündeki işdar Gökseven'in performansları ilgiyi toplamayı başarıyor.
"ayar saniyenin peşinde koşmaktır."
"Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekân insanla mevcuttur!"
"...büyük hata... Elbette işlemez. Kordonsuz saat, yularsız hayvan, nikahsız kadın gibidir. Saatini seven evvela bir kordonla kendisine bağlar."
Atilla Şendil ve işdar Gökseven in diğer oyunları için;
bazen düşünürüm ne kadar garip mahluklarız. hepimiz ömrümüzün kısalıgından şikayet ederiz, fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız? ben bile bu yaşta işimle gücümle meşgul olacagım yerde radyo basında oturup saatlerce, bir kere bile gidip görmediğim futbol maçlarının boks güreşlerinin hikayesini dinliyorum.
ahmet hamdi tanpınar'ın huzur ile birlikte en önemli romanıdır. Dogu ile batı arasında kalmış bir toplumun anlatıldığı bu roman gerek kahramanları gerekse olayların kurgulanmasıyla ''mübarek'' bir romandır. Doktor Ramiz Hayri irdal Halit Ayarcı insanı bir güldürür bir düşündürür.
başta bir türlü ilerlemeyen, esneye esneye, tanpınar yazdıysa vardır bir bildiği diye okunan, sonra kitabın ortalarından itibaren başınızın zonklamasına aldırmadan bitirmeye çalıştığınız, ara sıra saniyenin onda birinde patlayan kahkahalar attırdığı için otobüste falan okumanızın ilginç sonuçlar doğurabileceği ahmet hamdi tanpınar romanı. düşüncesini bu kadar eğlenceli savunan, eleştirisini bu kadar eğlenceli yapan çok az kitap vardır.