maltepe merkez de nişanlımla eşya bakıyoruz. mahallenin muhtarları kahvesi vardır bilen bilir, orada oturduk ve buz gibi iki tane limonata söyledik. neyi nasıl yapacağız derken bir tane saat satan siyahi bir arkadaş geldi 25-30 yaşlarında türkçesi gayet yerinde.
-abi merhaba, saat satıyorum ister misin
-kaç para diye (sıf ayıp olmasın diye sordum)
-10-15-20 lira abi.
-20 tl lik güzelmiş ama hemen bozulur bu ya
-abi ben bir kere gördüm tam 1 sene çalıştı bu. kolumdaki.
-bir yıldır çalışan bu mu
-onu attım, bu 3 aydır çalışıyor.
ya şu samimiyete bakar mısınız ? adam sırtında ve elinde tezgahla sıcağın altında yürüyerek dürüstçe satış yapıyor. bizim milletin satış elemanları da ayak üstü sikiyorlar bin bir türlü yalanla.
terli- tertipli saygılı insan. hiç kendilerini dağıtmadan misafirliklerini sürdürüyorlar. suriyelileri gördükten sonra sarılıp tebrik edesim geldi. siz hep burada kalın güzel insanlar.
Bizim halısaha kadromuzda barındırdığımız gönlü güzel kardeşimizdir. ismi Mehmet. Sabahları dönercide çalışır, akşamları saat satar. Üstelik üniversite okumaya çalışır.
Suriyelilerle bu saat satan zencileri karşılaştıranları da bir kaç saniye düşünmeye davet ediyorum.
Suriyeliler gibi dilenenini daha görmedim. Saat satar, kemer satar ama kendisi kazanır parasını. Her cami çıkışında organize olup 4 ayrı çıkış noktasına yerleşen suriyeliler gibi değiller. Vatandaşlığa alınacaksa bu insanlar alınmalı öncelikle.
hırsızlık yapan, dilenen,dolandıran kendi vatandaşlarımızdan ve suriyelilerden defalarca kere daha namuslu insanlardır.
en azından kendi çapında ticaret yaparak para kazanmaya çalışmaktadırlar.
Nerelisin dediğimizde kars, trabzon gibi illeri söyleyen, muhabbetleri güzel olan, namuslarıyla para kazanmaya çalışan, etliye sütlüye karışmayan siyahi kardeşlerimizdir. (bkz: mousa sow) çok severler.