şehir içinde, özellikle merkezi yerlerde, estetik görünüme katkıda bulunan, tepesinde saat bulunduran mimari yapı. türkiye de bilinen en ünlüsü izmir, konak ta bulunanıdır.
dolmabahçe sarayı'nın girişinde de vardır bi tane.peki bu saatler enerjiyi nereden alır,bu değirmenin suyu nereden gelmektedir diye sormaz mı insan?kol saatiyle doğru orantı kurulduğunda göbek taşı ebatlarında bir pile ihtiyaç vardır.
"dolmabahçe sarayı'nın girişinde bulunan ve sultan ikinci abdulhamit tarafından 1895'te johann meyer adlı isviçreli saatçiye yaptırılan paul garnier marka saat 1979'a kadar çalışmıştır." buna ne diycen buyur.
bir de antalya'da vardır.mekanın adı; kalekapısıdır.beşgen yapıya sahiptir.saat kuzey-dogu cephesine bakmaktadır.mimarisi hala ilk günkü kadar güzeldir,bozulmamıstır.ve en güzel buluşma yeridir. saatin altında bulusalım denir.
Sana yazdıklarım, seni
düşünmemin hala bir adım gerisinde.
Üstümde açılan bir paraşüt gibi ama,
daha yavaş düşmemi sağlıyor yere.
Renksiz heykellerin üstünde,
o öğle sonrası düşünü ilk anladığım günde.
"Çocukluğumun gündüz uykuları" gibi ,
hiçbir şey kalmayacak yakında.
Her şeyi yaşadığımızı hatırlatan,
o yaşanmamışlık hissi dışında geriye.
iyi bak sana yazdığım her dizeye,
çocuğun gibi koru hepsini, birlikte öğren:
Çünkü onlardır rüyalar gibi
bize yokuşun olmadığını gösteren merdiven.
Ve şimdi üstümüzden adım adım yukarı çıkan zaman,
ve şimdi zamanın boynuna astığım kolye,
ve şimdi kolyenin bir halkası daha düşüyor;
ve işte bir kadının zihni, yıkılmış "saat kulesi." *
bazı zamanlar olur, hiçbir dostunuz artık dinlemez sizi. ya dertler sıradanlaşmıştır, ya dostluklar. böyle zamanlarda hep hiç tanımadığınız birine sığınma ihtiyacı hissedersiniz. bambaşka bir yerden başlayan sohbet, terapiye ve günah çıkarmaya dönüşür. işte bu yazar da, bir süredir kafasını şişirdiğim insanlardan biri olmuştur. beni ders çalışmaya ikna etmek için verdiği mücadeleler başarılı olabildi mi henüz bilmiyorum, hala içimde istek yok.
sözün özü ise şu, kafamı dağıtma yolunda gösterdiği üstün çaba sayesinde 1000. entryimi kendisine ithaf ettiğim yazar insanıdır.
kendime de nice 1000'lere diyorum şu anda.