- birader saat kaç?
+ onbiri on geçiyor.
- sağol. ya baksana bu gün perşembeydi di mi?
+ yok pazartesi.
- hımm, sağol ya.
+ formu yanlış dolduruyorsunuz yanlız, bu gün ayın yirmi dördü.
- ha öyle mi? şubatın yirmi dördündeyiz tabi.
+ yok, mayıstayız.
- ya ayıp olmazsa bir şey daha soracağım.
+ sakın onu da sorma hemşerim. hadi eyvallah!
- ben ne dedim şimdi yaa?
hiçbir zaman bu soruya hızlı hızlı cevap verilemez. "yuvarlasam da mı söylesem?, yoksa dakikası dakikasına mı söylesem?" gibi zihinde düşüncelere yol açan, korkutan soru - en azından benim için-.
Tanıdık, tanımadık, saatini taktığı kolla, içi dolu bardağını tutan adama, ''şeyy saat kaç acaba'' diye sorarak, bi anlık dalgınlığından yararlanıp bardağını dökmesini beklemeyi hobi haline getiren adamlara bi anlam veremiyorum, valla, hadi birine bu eşşekce şakayı yaptın, bi gün ''tersi pis'' bi adam çıkarda pekmezini akıtırsa görürsün ananın örekesini dingil.
2005-2006 sezonunun ortasını geçtikten sonra galatasaray futbolcu yerine adnan bey'i transfer etti. adnan polat akıllıca bir taktikle "bu hafta fener puan kaybedecek", "haftaya puan farkı azalacak" türünden demeçlerle olayı son haftaya kadar taşıdı. sonra son hafta dedi ki "saat 20.45'te şampiyonuz." galatasaray şampiyon oldu ve adnan polat bütün tribünleri gezdi, suratında o "ben dememiş miydim?" bakışıyla sordu: "saat kaç?"
üzerinden bir sene geçti. Adnan bey aynı yöntemi deniyordu, tutmadı. sonra da taraftar çığırından çıkınca da "ben olanlarda medyayı da suçlu buluyorum" diyerek çıktı işin içinden.
şimdi ben soruyorum adnan bey. geçen sene siz mi şampiyon yaptınız koca takımı? hasan şaşlar, hakan şükürler, hasan kabzeler, sabri sarioğlular, alioum saidoular oynamadı da siz mi değdirdiniz sihirli değneğinizi? işte taraftar da soruyor o zaman: şimdi saat kaç adnan bey? saat 20.45 değil mi? takım aynı takım, hoca aynı hoca değil mi? siz yine takımın futbol şube sorumlusu olarak orada değil misiniz? her hafta demiyor musunuz puan farkı azalacak diye? o zaman şimdi sorun ne? saat kaç adnancım, saat kaç cidden?
adnan bu riski almıştı efendiler. "ben geldim, takımı şampiyon yaptım" demek "takımı adnan şampiyon yaptı" dedirtmek için aldı bu riski. hasanları, hakanları, mondragonları çiğnedi. şampiyonluk gecesi taraftara bunu sorarken bile "yaa gördünüz mü işte, ben yaptım ben!" dercesine gezindi ortalarda. sonra da gün geldi "saat kaç" dedi kendi taraftarı ona yine 18 dakika uzayan bir maç boyunca.