teoman'ın aştığını gösteren şarkı. uykusuz ve yalnız gecelerde dost gibi gelen şarkı. dinleyince uzaklara dalmamak, gözlerinizin dolmaması işten bile değil.
99 gölcük depreminin 03.02 de olduğu içini daha sonraki artçı şokların yaşandığı ve büyük bir deprem dalgası geliyor spekulasyonlarıyla çalkalanan marmara bölgesindeki özellikle istanbul halkının birazcıkta bunun psikolojik etkisiyle o zamana kadar uyuyamadığı saat.
..saat üç , ayaktasın, uyku tutmamış yine
ne yazıyorsun kara kara, beyazlar üstüne
kalem biter hiç güvenme, tükenmez diye
hayat bile sona erer , günün birinde..
cesitli inanislarda, isa'nin ogleden sonra saat 3 te olmesinin uzerine, bunun tam tersi olarak sabaha karsi saat 3 devil's hour veya witching hour olarak nitelendirilir. bir baska inanisa gore de, insan olumlerinin en cok sabaha karsi 3-5 arasinda gerceklesmesi nedeniyle, ruhlarin saati olarak da adlandirilir. *
teoman'a aşık olma sebebi. yani benim değil. teoman'ı ve dinleyeni cinsiyetsizleştirip aşka yakın bir hayranlık duyma sebebi.
-içerik bilgisi-
zamanın birinde bir adam vardı. (benim onu adam sanmıştım meğer dememle buradaki adam sözcüğünün bir alakası yok)
bir gece maddesellikten uzal bir şekilde konuşurken "dinle" demişti. dinledim. şarkı bizden bile güzeldi. biz "biz" olamamıştık ama olsaydık da şarkıyı bizden daha iyi bilirdim. daha çok severdim.
adam gitti. adam aslında gitmedi de. gelmeyi hak etmediğini anladık ikimiz de. o bile.
adam bitti. yanında götürdüğü iyi şeylerle beraber şarkıları onsuz * dinleme keyfini de götürdü. şarkılar yokluğunun aksine onla doluydu.
en çok o dolu olsan ise buydu. koşmaktan yorulmuştuk. birbirimizde durmuştuk. ben öyle sanmıştım.
zaman geçti.
adam bir öykü oldu.
şarkı yalnız kaldı.
güzel şarkı.
-içerik bilgisi-
teomanın dilin ucuna konan kar tanesiyle ilgili bir saplantısı olduğunu gösteren bir diğer şarkı...
bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna : (bkz: kupa kızı ve sinek valesi)
küçük bir kar tanesi, onca yolu uçmuş sonunda tam dilimin ucuna konmuş. (bkz: saat 03 00)
günün yorgunluğuyla vakitsizce kendini teslim etmiş bünye uykuya. aşina olduğu bir melodiyle yavaşça açılmış gözleri. sesin, açık unutuğu radyodan geldiğini anlamış bir süre sonra. o şarkı. o seviyor diye dinlediği, onu hatra getirdiğinden midir bilinmez yıllardır vazgeçemediği şarkı. boğazı düğümlenmiş, dudağının kenarına bir tebessüm yerleşmiş. bu kız o günleri de şarkıyı dinleteni de çok ama çok özlemiş.
tanım: dinlemekten vazgeçilmeyen şarkı.
