saçmalığı sanat olarak sunmak

entry4 galeri1
    1.
  1. 2.
  2. sanat, öznel bir şey olduğu için kimseyi germeyen durumdur.

    (bkz: sanat)
    1 ...
  3. 3.
  4. Sana gore sacmalik olan bir digerinin hayatini degistirebilir.

    Ama sen bunu goz onunde bulundurmayacak bir mizaca sahipsen zaten sanat senlik bir sey degildir.
    1 ...
  5. 4.
  6. Sanat nasıl oluyor? Nerede daha iyi sanat var? Hangi sanatçının tohumu, ilk işleri ileride ne kadar değerlenecek? Sanatın sahibi kim? Sanat neden var ya da gördüğümüz bazı şeyler sanat mı? Sanatçının iyisi nasıl olur? Sanatsal ahlak nedir? Sanatın konumu değerini belirler mi? Sanat mı, yoksa sanatçı mı gibi konular her müze, galeri, sokak ya da park gezmesinde hep aklıma gelir durur.

    Bunlardan bazılarını kendi kendime araştırıp bir fikir sahibi olmak istedim. ilk olarak,En pahalı resimleri bulayım, onlara bakayım. Böylece en değerli sanat eserlerini görüp, onlardaki değeri anlamaya çalışırım. Bu arada da kafamdaki bazı soru işaretleri kaybolur diye düşündüm.

    Şansa bak, BBC de benim gibi düşünmüş. Bir belgesel hazırlamışlar ;Dünyanın en pahalı 10 resmi diye, oturdum onu izledim.

    Sonra gördüm ki dünyanın en pahalı 10 resminden en azından dördünün nerede olduğu, kimin salonunda ya da yatak odasındaki duvarında asılı olduğu bilinmiyor. Hatta listedeki bazı eserleri satın alanların bile bu işlere nasıl bu kadar büyük paralar verdikleri anlaşılamıyor (Para babaları arasında birtakım petrol zenginleri ve Rus oligarklar da var tabii). Hâl böyle olunca en değerli işlerin bir kısmı ; olarak bile zar zor bulunuyor. Yapan kişi acaba böyle bir durumda ne yapardı? Ya da zaten eserlerinin satılması onu ayrıca sinirlendirir miydi? Sorulardan biri gitti. Demek ki sanatın değerini sadece zaman değil, aynı zamanda spekülatörler de belirleyebiliyormuş. E hâl böyle olunca bu kadar paranın döndüğü işin içine her yerde olduğu gibi spekülatörler ve mezar bozguncuları da ister istemez giriyor. Sanat dünyasının tepesi her yer gibi pis kokular yayıyor adeta. Olabilir, düzen böyleymiş dedim geçtim.

    Gelelim sanat eserinin tüketeniyle olan ilişkisine. Ben düz ve sıkıcı bir insan olarak yurtdışına çıkma fırsatı bulduğumda ilk iş, müzelere gitmeyi tercih ediyorum. Gidip ne var ne yok, Rönesans ortamında neler olmuş, Albrecht Dürer neye sinirlenip resmin arkasına şişman adam çizmiş, hangi ülkede hangi tapınağımızın ne kadarı var bir kontrol çekiyor. Daha çok ilgimi çeken türler çoğu insanın ;klasik; olarak nitelendireceği işler. Tabii arada güncel sanatı da takip etmeye çalışıyorum ama onun ortamı bambaşkaymış, onu da içine girdikçe ayrıca görmemek olmuyor maalesef.

    Gençken bienallerde ya da güncel sanat sergilerinde kafamın ;Nasıl olur da bu bir sanat eseri olarak sunulur” diyerek) pek basmadığı eserler için o zamanlar kendi kendime bir formül üretmiştim. Buna göre:
    1- Nesnelerin boyutlarını değiştirmek (çok büyütmek ya da çok küçültmek) sanat olabilir. (Atatürk Havalimanı girişindeki dev sandalye dahil)
    2- Nesnelerin nicelikleriyle kompozisyon yaratmak (Böceklerden dev top, binlerce plastik asker, bir sürü kitap, üst üste dizilmiş kola kutuları, vb) da sanat olabiliyor.
    3- Gündelik hayattan alınan tek bir nesne (Treysi Emin;in fukara yer yatağı olur, başkasının mendili) de sanat olabilir

    işte bu üç kurala uygun bir de metin hazırladınız mı, sizden sanatçısı yok. Örnekleri çevrenizden toplayın. Hah, bir de bu işleri sergilemek için çevre yapmanız gerekiyor ;ki şu anda Facebook ya da Linked-in gibi siteler tam sizin için. Buralardan eşi dostu güzel seçip, ortamınızı yaptığınız zaman, az çok da yeteneğiniz varsa kısa sürede siz de aranan, sevilen ve hayranlık duyulan bir sanatçı olabilirsiniz.

    Sona doğru: Eski iş arkadaşlarımdan yakın arkadaşlığa paralel geçiş yapan bir dostum var, hali vakti yerinde, reklam sektöründe çalışıyor, dünyanın en sevimli insanlarından biri. Fakat kendisiyle bazı konularda çok anlaşamayız nedense. Çoğu zaman bir sanat eseri, yerleştirme, heykel, vb. gördüğünde hemen;Anlamsız sanat der. Anlamsız sanat lafı bu şekilde yıllar içinde beni de biraz etkiledi. Her ne kadar arkadaşım bu işlerin arkasındaki fikri ya da sebebi okuma heyecanı duymasa da, bir noktada gördüğümüz toptan sanat eserlerinin birçoğu, (her ne kadar sanatçının eserinde gerçekleştirdiği yüksek fikirleri anlasam da) benim için de ;anlamsız sanatlar haline geliyordu. Yıllarca eleştirip görgüsüzlüğüyle dalga geçtiğim arkadaşım ise sanata tavrını çoktan koymuştu. Bu yaştan sonra ondan bir sanatsever çıkartmak zor. Umarım ben kendimi kurtarırım.
    (bkz: kaan sezyum)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük