ben yapmıştım bunu,ortaokulda sıraya kazımıştım adımı,bir iz bırakmak gafletiyle,çocukluk işte..okula uğradım sonra..bir sürü çocuk aynı şeyi yapmıştı,adımı aradım sırada bulamadım..neymiş kazı çalışmalarımız işe yaramıyormuş,silinip gidiyormuşuz..kimse azarlamamıştı beni o zaman ben de tuttum kendimi azarladım..böyle adını kazıyarak unutulmayacağını mı sanıyorsun dedim..bugünlerde derime kazıyorum devletin malı olmadığım için de kimse kızmıyo,tavsiye ederim.
tuhaf bir şekilde kağıt parçasına ya da defterine falan yazmanın aynı zevki vermediği eylem. ha bir de her daim, "sizin paralarınızla alınıyor onlar." geyiği dönerdi. e arkadaşım o zaman sana ne? parama geçer sözüm.
özellikle ortaokul yıllarında doruk yapan hadisedir. çünkü bu eylemi yaratan sen değilsindir, bakarsın sıra üstünde yazılar, dayanamaz kazırsın. üst dönemlerin çektiği pis tuzağa sen de düşersin.
işin garip tarafı sanırım öss yi üstüne yazı yazdığın sırada geçirmekle olur.hoş olur.moral verir...
hemen hemen her öğrencinin yaptığı aktivitedir.çok ta eglencelidir her ne kadar öğretmen her defasında sil evledım yazma dese de pek umursamadan yapılan güzel aktivite
kendini tutamamanın tavan yaptığı anlardan biridir. sırada bir sürü tahrik edici, birbirinden bağımsız, anlamsız kelimeler vardır. dayanamaz, yazılır.
megaloman agustos bocegi kişisi ortaokulda oturduğu her sıraya, o seneyi de not düşerek abuk şeyler yazardı. sonra denemeye* girdiği farklı sınıflarda "lan geçen sene bu sıra benimdi lan." diye acayip bi havaya girerdi kendi içinde. küçüktü, ufacıktı, hayalleri vardı. hey gidi hey...
- evladım sen evindeki masaları, eşyaları da karalıyor musun böyle!
serzenişiyle başlayıp,
devletin malına zarar vermenin ayıp, terbiyesizce ve günah olduğu öğütleri ile devam edip,
en kibarından;
- hayvan oğlu hayvan!
ile bitecek hakaretler dizisinin sizi bekleyeceği; şanslıysanız öğretmen, aksi takdirde eli sopalı bir müdür yardımcısı darbıyla bitebilecek bir eyleme imza atmanızdır... ***
kopya için sıkça başvurulan eylemdir. Sırada daha önce karalanmış bulunan resim yazı gibi şeylerin arasına gerekli bilgiler bir güzel döşenir. Sınıfta gezinen hoca o karışıklığın içinde ne olduğunu anlamaz. Zaten hocaların çoğu millet birbirine bakıyor mu diye kontrol eder. Masada sadece kopya bile yazsa anlamayacak hoca miktarı hayli çoktur.
köpeklerin kendi bölgelerindeki duvarlara işeyerek o bölgeyi işaretleyip hakimiyet kurduklarını zannetmeleri gibi öğrencilerinde bu masa benim ulan diyip yazı yazmaları..
yaptıktan sonra bu kadar pişman olunan başka birşey yoktur. hele ki öğretmen görüp de sana o sıranın kimlerin vergisiyle alındığını hatırlatırsa. zımpara getirip kazıtmış, sonra da sildirmişini gördüm, çünkü ben de yazmıştım.