vur deyince öldüren bir kurumun, ales'ten, üds'ye, kpds'den ygs'ye bildiğiniz bütün sınavlarda uyguladığı mantıksız, gerzekçe, insafsız zulümdür.
ÖSYM'nin aldığı yoğun güvenlik tedbirleri! neticesinde, adaylar sınava değil deyim yerindeyse cezaevine yahut asker kışlasına giriyor gibi muamele görmeye başlamıştır.
sizin güvenlikten, kopyayı önlemekten anladığınız bu mu?
binaya giriş kapısında evinin anahtarı çöpe gidenden tutun, pantolonunun kemerini kaybedenlere kadar, evlilik yüzüğünü kaptıranlardan, bütün eşyalarını koymak için arabası ile sınava gelen fakat arabasının anahtarı nedeniyle sınava alınmayanlara kadar sayısız kişi zulüme mağruz kalmaktadır..
Sınav salonuna girerken kendi kullandığımız kalemler, silgiler dahi kabul edilmemektedir, devletin verdiği kalem ve silgi "yumuşak silgi kullanınız" tavsiyesinin aksine yazıları silmekten öte sıvamaya yarıyor.
sınav salonu büyük olan kimi yerlerde duvarda ÖSYM'nin 20 cm çapındaki saati oldukçe estetik durmaktadır ancak Arka sıralardan bu saati görebilene aşk olsun, söylentiye göre mit saati arkadan görebilenleri sınavsız personel olarak almaktaymış...
soruyorum sana ey ösym;
çözüm olarak milyonlarca kişiye işkence yapmayı mı uygun gördünüz. bu mu üretebildiğiniz yegane fikir?
anladığım kadarıyla bunlar, çözüm olarak insanlara işkence yaparak sınava girmekten vaz geçirmeye çalışıyorlar...soruna kökünden çözüm yani !!!
