psikoloji bozar. belkide hayatımın en büyük dönemeci bu sınav. daha önce arkadaşlarım atanırken ben bir sonraki sınav için hırs yapıp kendimi motive ettim. lakin o işler öyle olmuyor.
günlük işlerin yorması benim için geçerli bahane olmuştu. evet yaşım daha genç ama bu stres bünyeme ağır geliyor.49 gün kaldı ve kendime bir program yaptım. bu 3 satırlık program her iki ihtimalle hayatımı değiştirecek.
sınavdan sonra editlemek üzere.
hayatımda yaşadığım en dengesiz anlardan biri. Ne yapacağını bilemiyor insan. Onu geçtim seçtiğim meslekte mutlu olabilecek miyim kaygısı yok mu ? Kafama sıkasım gelmedi değil.
Aileden yardım alayım diyorsun onlar ayrı dünyada. Öğretmen ol, hemşire ol, abartalım puanım o kadar iyi değil de DOKTOR ol.
insanlar bu dayatmalar yüzünden sevmediği başarılı olmadığı bölümlerde çürüyüp gidiyor. Milyonlarca vasıfsız işçi yetişiyor. Ülke kalkınmıyor.
Seçiyorsun bölümü. En büyük sıkıntı okul... Her sorduğun oo benim üniversitem süper. Şöyle güzel aman yarabbi böyle güzel. Kötü yok. Uzaklık var. Yol masrafı var. Okumak var. Ortam var. Var da var.
Bugün son gün. intihar etti diye duyarsanız birilerini.
Kesin o dengesiz benim...
hayatin buna bagli olduguna inandiran sistem size gaz verecegine stres verir.tamam gec degil dersiniz ama bir turlu masada ust uste duran soru bankalarini acmaya cesaret olmaz hele benim gibi ozel okul ve dersaneye giderek buyuk beklentiler bekleyen bir aileye sahipseniz gercekten isiniz zor.hele de bunlara ustelik aşıksaniz ve karsiliksizsa o zaman depresyona bile goturur.sigaraya baslamayi dusunursunuz.surekli kafanizi dagitmak -muzik dinlemek,net'te sorf, film izlemek...- istersiniz ancak akliniz bi yerinde hep sinav vardir... *
Bu yaz yaşadığım hadise, yaza başlamadan önce kendime bu yazın çok verimli geçmesi gerektiğini kabul ettirmişim. Yaza başladık biraz tatil yapayım hevesi , daha sonra hangi üniversite, bölüm, meslek telaşı sardı ve ben bunları çözmeden ders çalışamayacağımı anladım ve bunları daha 17 yasında birinin alacağı kararlarla nasıl doğru bir şekilde çözeceğini de anlamış değilim. Neyse bu hedef belirleme telaşı bende depresyona ve panik atağa sebep olduktan sonra netten öğrendiğim depresyon çözüm yöntemleri ve panik atak hastalarının cam kenarlarında derin nefes alarak rahatladıkları bilgilerini edindikten sonra 3 4 hafta stresli geceler geçirip hayatın anlamını aramaya başlamaya başladım. Bir sınav bunlara sebep olabilir mi demiyor da değilim. Bu arada kendimde stresli durumlarda fışkıran bir zeka olduğunu anladım yoksa ben nerede bunca şeyi düşünecektim. Uzun bir süre netten yaptığım araştırmalar sonucunda iyi bir üniversite bölümü buldum tam bana göre, netten bu bölümden mezun olanların kişilik özeliklerine baktım gene tam benim gibi yumurta ağzına gelince faaliyete geçiyorlar. Derken peki mezun olunca nerede iş bulacağım ben , bulursam kalıcı olacak mıyım, yaptığım iş bana dünya turuna çıkabilecek parayı sağlayacak mı telaşı sararken sınava 7 ay kaldığını anladım ve dershanenin başlamasıyla stresim 2 ye katlandı. Tüm bunlara rağmen elime aldığım bir kitabı okuyama başlamamla birlikte, (bildiğiniz bir roman ) ders çalışmaya başladım . Daha sonradan tüm o araştırmaya çalıştığım şeylerin hayatımın geleceği için önemli şeylermiş gibi gelse de, o anlar aslında benim için bahaneler topluluğu olduğunu, sınav stresinin bende müthiş derecede haklı bahanelere sebebiyet verdiğini anladım .
Kısaca sınav stresi bahanelerim dir, bana göre.
sınav stresi sınava iyi çalışmış ve hiç çalışmamaış öğrencide olmaz derdi bir hocam çünkü ikisi de sınavda ne yapacaklarıın bilirler. sadece yeterli çalışmadığını düşünen kişide belirsizlik yüzünden sınav stresi olur derdi.
çalışan insanın daha çok karşılaştığı durumdur. çünkü çalıştıkça ne kadar az şey bildiğinin farkına varır. ne şeytanı gör ne salavat getir sözü fikrimce böyle durumlar içindir.
geçen yıl yaşamadan selçuk üniversitesini kazandım. ama sevgilinin kazanıp kazanmama durumu inanın insanı yer bitirir. yakın mı olacak uzak mı, yine farklı şehirlerde kaçak göçek mi buluşulacak stresi ile birlikte insanın yarasına tuz olan hede.
Kişinin ilkokuldan üniversiteye kadar yaşadığı durumdur, heyecandır. Belki de hayatı boyunca daha önemli olaylar karşısına çıkacak fakat bu kadar stres altında kalmayacaktır. Çünkü bu hayatı yönetme, yönlendirme sınavıdır ki bu yaşlardaki bireyler için oldukça büyük bir yüktür, sorumluluktur.
Kazanamazsam ne yapıcam sorunu kişiyi kemirir, ciddi manada acı verir. Haklıdır da acı duyması çünkü kimisi için ikinci bir şans yoktur hayatta, tek seferde başarmalıdır bunu. Her yıl milyonlarca öğrenciyi bu duruma çeker sınavlar.. Aile de kendince haklıdır aslında; sadece oturup çalışacak, ekmek elden su gölden, taş taşı demiyoruz ya diye düşünürler, onlarda kötülüğümüzü istemezler de işte biz anlamayız. Biz zaten odaklanmışlığımızdan dolayı duymayız dediklerini, duysak da kötü algılarız, evet.
Herhangi bir stres değilki bu hemen atlatılsın. Tek çıkış yol, stresi yaşamak, hissetmekten geçer. Çünkü sınava girmeden geçmez bu stres.
Benim gibi olan tüm öğrenci kardeşlerime başarılar diler, hayatta hep doğru yoldan yürümeleri dileğiyle bu yazıyı sonlandırırım.
daha çok okul sistemindeki eğitimden kaynaklanır , bütün sınavları bir haftaya sığdırırlar ve öğrenciler kendilerini büyük kabusun içinde bulurlar acı bir durum.
Bireyin ilkokula başlaması ile girilen ve okuduğu müddetçe devam eden süreç. Zamanla yerini evlilik stresi, çocuk stresi, iş stresi, para kazanma stresi gibi stres türlerine bırakır.
2009 yılında alasını yaşadığım strestir. sınava gireceğin son ana kadar zerre hissetmediğim ama soru kitapçığı önüme geldiğinde dakikalarca konsantre olmama izin vermeyen iğrenç duygudur. kafamda sürekli; işte iki yıldır hazırlandığın sınav bu işte 3 ay sonra nerde olucağını belirleyen sınav bu diye konuşup kitapçığa bakmıştım.
sonuç olarak da normal şartlarda 10dk. içinde en az 26- 27 netlebitirdiğim sos- 1 sınavını 30dk. içinde yetiştirememiş ve 20 net dahi zor yapmıştım. ayrıca heyecandan ve yine stresten fen- 1 de en az 20 net kesin yapabileceğim sorulara hiç bakamadım.
anlamsız yere bağırmalar, duyguların bir anda nüksedip bir anda dizginlenmesi, yakın çevrende kim varsa sataşmak ki genelde ailedir bu şımarıklığını çekebilecek yegane insanlar *