her sınavda olmasada hayat gidişatına " u " dönüşü yaptırcak potansiyele sahip sınavlarda yazarlarımızın yaşadığı vakalardır. örnek olarak ygs sınavımın ortasında burnumun kanaması çok vahim bir olaydır.
matematikte sorularin yarısı bos birakilip fene gecilmisken 40 dakika kalmistir ve daha sosyal vardir. onume gelen termometre sorusu o kafayla 20 C işaretlenir ve sinav sizi mikmeye devam eder.
pratik ve sözlü sınavlarda hissedilenleri de içinde bulunduran kavramdır. örneğin öyle bir stres ki sınav anında boynumu ve kollarımı tırnaklarımla kazıdığım olmuştu. 2 hafta kim sorsa cevap verdiğiniz soruları soru geldiği anda kulaklarınızda çınlayan bir sessizlikle boşluğa doğru bırakıverirsiniz. sanki tavanda cevaplar yazıyormuş gibi tavana bakarsınız. asıl amaç hocayla göz göze gelmemektir. hep gördüğünüz o mavi gözler birden kırmızı olur çünkü. hiç takmadıkları bir gözlük takarlar o güne özel ve üstünden bakarlar. yaptığınız en küçük hatada "ben sana bunu sormadım" veya "ben böyle göstermedim" derler. gözünüz yan tarafta duran her şeyi atlatmış arkadaşınıza döner. sonra da masadaki pilot kaleme. karotisler(şu boyundaki damarlar) nerde birinci sınıftan biliyorsunuzdur.
1. kalemi al
2. karotise sapla
3. soldaki camdan atla
plan hazır.
sonra şakacı zihninizi "ahah dur seni küçük aptal, şöyle yapacaktın" der.
soru doğru cevaplanır.
son derece naif bir şekilde baş sallanır. ve çıkılır.