yayla grubu olarak adlandırılır. evet hem rahat hemde ferahtır. sınavlarda ayrı bir önemi vardır. ama tabi burada oturabilmek için bazı özelliklere sahip olmak gerekir. mesela ;
- boyun kesinlikle uzun olması lazım (tahtayı görmek için).
- kulakların iyi duyması lazım (hocayı dinlemek için tabiki).
- birazda şen şakrak bir yapınız varsa tamamdır.
önlerindeki sırada oturan 2 kişi ile 4lü oluşturup bilumum batak, ihale çeviren öğrencilerdir arka sırada oturan öğrenciler.. yalnız arka sıranın konumu önemlidir, pencere kenarı veya orta sıranın arkası bir anlam ifade etmez. arkanda duvar, yanında duvar olması gerekmektedir.
zaten dersle pek ilginiz yoksa uzun boylu olmak veya kulağınızın iyi işitmesiyle bir ilgisi olmayan ve sürekli batak veya poker oynama potansiyeli olan hoş bir durum. (bkz: ben yaptım ordan biliyorum) **
eğer hemen öndeki ikili de kafa dengi ise her türlü muhabbetin döneceği arka dörtlü geyik voltranını oluşturmuşsunuz demektir. arka sırayı kapmak her sene başında çoğu öğrencinin hayalidir. daha yaz tatili bitmeden derdi, tasası alır sizi. ulan ya ibne necati tekrar gelir de o yeri kaparsa, ya selim cam kenarına illa da ben oturacağım diye diretirse. yok şimdi ben arkaya oturacağım ama kesin kıl edebiyatçı beni kaldırır oradan.
arka sırayı kapmak yetmez. eğer rahat bir sene geçirilmesi isteniyorsa öğretmenlere karşı defansı dörtlü kurmanız lazım gelir. öyle ki; yazılılarda bu dörtlünün kopya sistemi bozuldugu, konsantrasyonu eksildiği ve hatlar arası uyumu bozulduğu an hocalardan golü yersiniz. zira, hocaların gözü hep arka sıralardadır. bütün bunlara rağmen arka sırada oturmak güzeldir. bütün sınıfta ne olup bittiğini görürsünüz.
çoğu zaman okuldan daha fazla zevk alınmasını sağlayabilir.
+hocalar fazla takmaz/takar
+en fazla geyik orada döner
+en iyi kopya orada çekilir
+dışarıdaki manzara en iyi oralardan izlenir*
haklı bir şekilde kötü üne sahip olmuşluğundan dolayı sınıfta bir gürütlü olduğunda hocaların ilk baktığı yerdir bu tenha ve ıssız köşeler. uyumak ve kopya çekmek için en uygun olan bölge ise genelde duvar dibindeki en arka sıralardır.
öndeki 2liyle geyik çevirmeye, çaktırmadan mp3 dinlemeye, hatta uyumaya olanak veren bir hededir. hatırlarım da biz derste arkadaşlarla harita oynardık. muhabbet ederdik. hatta hararetli iddia tartışmalarının döndüğü bile olurdu. hoca gelirse hoca da kafalanır ve kısa bir süre için de olsa hocayla taktik alışverişi yapılırdı. (tabi sonra kaldırın onları denir derse devam edilirdi ama arka tayfa bu durumu sallamazdı)
insan ilişkileri dersinde anlatılan bir anektot: ilköğretim çağındaki erkek öğrencilerin bazıları sınıfta en arka ve köşedeki sıraya geçip pipileriyle oynarlar. bu bilimsel bir gerçekmiş.
genellikle uzun boylu öğrencilerin yapmak zorunda oldukları eylem.* en arkaya oturanlar tembel diye anılırlar ama bu nadirende olsa yanlıştır. çünkü en arkaya oturan kişi bir çok güzelliği keşfeden insandır. sırtını buz gibi devlet okulu duvarına yaslayıp eskimiş ceketiyle fizik anlatan hocayı daha bir dikkatle dinler. tenefüste acıktığında sıcak simitini en arkada okul bahçesi manzarası karşısında keyifle yer ve arkadaşlarına da ikram ettiğinde aldığı haz katlanır. hele o gün sınıftakiler matrak bir fıkra anlatıyorsa en güzel keyif arka sırada alınır. sınıfa baskın yapılıp 3-4 cep telefonu bulunduğunda ve okul müdürünün hayvanlık duyguları kabarıp öğrencileri kulak zarını patlatan bir şekilde azarlamaya başladığında sadece arka sıradan görülebilen okul manzarası insanın içine huzur verir ve giden cep telefonuna üzülmeyi engeller. arka sırada oturmak bir yaşam biçimidir. ****
bir edebiyat hocamın * anısıyla değineceğim konu. bu hoca erkeklerin hep arka sırada oturmasına baya bir kafayı takmıştır ve şu bilimsel(!) açıklaması ile bizleri aydınlatmıştır: "ön sıralarda oturanlardan şair, yazar,kaliteli edebiyatçı insanlar çıkar, orta sıralardan sıradan basit öğretmen, arka sıralardan ise anarşist, terörist insanlar çıkar."
daha cok dikkat cekmektir aslinda. Ogretmenin dikkati surekli arka siralara odaklanir. sinavlarda arkasiralari daha bir dikkatle suzer mesela. ama bazi avantajlari da yok degildir tabi.
sabah uykusu , oglen uykusu ve aksamustu uykusu cekilebilen durumdur. eve gozleriniz sis donulur mutemadiyen , anne sorar " yorucu mu gecti dersler canim? " "anne hic sorma , kimya da 100 soru cozdum hepsi full"
istisnai özellik barındıran kişilerin mekanıdır arka sıralar,arka sırada oturanlar aynı zamanda yazıları en küçük yazan kişilerdir,habire kopya yazarlar,sınıfın en fırlama tipleri har daim arka sırada oturur,bir nevi kontrol merkezidir orası,walkman dinlenebilecek en güzide yer,hemen önünüzde 2 adet hem sazan hem kız ögrenci var ise demeyin keyfinize.
insanın boyunun, tahsil hayatı üzerindeki etkilerinden biridir. Söyle ki; Lise ve dengi okul çağında arka sırada oturup ta başarılı olabilen insanların sayısı çok azdır. Bu kişiler tahtayla aralarına girmiş olan onca obje arasında dikkatlerini dağıtacak bir şeyler elbet bulur. Aralarında her ne kadar ders çalışma eğilimi gösterenler olsa da arka sıraların diğer sakinleri olan yaramaz ekibe coğrafi konum itibariyle olan yakınlığı onu da zekasını farklı yönlerde kullanma eğilimine sokar.
yer bulamamaktır.
sınıfa girersiniz. sınav başlamak üzere ve herkes kopya örgütlenmesini tamamlamış oturmaktadır. en arka köşedeki tek bir yer boştur ve şahsınız açısından organizasyon sıfırdır.
sınav biter. neyse sonuçlar açıklanır. herkes noktasına virgülüne aynı kelimelerle -örgütlenmeyi abartmak da diyebiliriz- yüksek yüksek sonuçlar alırken, sınıfın tek zayıf notunualan ; evet tek kalan sizsinizdir.
bu bir rezalet mi.
hayır. çünkü bu organizasyon eksikliği ve hazırlıksız yakalanma size sevgili ingilizce öğretmeninin elleriyle not da yazdığı bir hediye kitapla dönecektir .
anthony hope'dan zenda mahkumları isimli ingilizce bir klasik ve içinde ingilizce bir not;
"dürüstlüğün için teşekkür ederim"
hiç söyleyemedim ona. belki görür de okur.
ama zaten kopya çekmedim hiç. bir tek din dersinden çektim. valla hocam.