tüm sınıfı korku ve gerilimin doruklarına çıkaran hadisedir. kaçıncı sırada olduğunuzu mu hesap edeceksiniz yoksa tahtadakine sorulan soruları eleyip sorulmamış olan konulara mı çalışacaksınız şaşırırsınız. yanaklarınız al al olur, karnınıza ağrılar girer isminiz yaklaştıkça. javs'ın avına yaklaşma müziği kulaklarınızda patlar;"dı nın d nın dı nın"...
çoğu kişi kafası önünde ışık hızında bir şeyler ezberlemeye çalışır. gerçi onların yarısından fazlası bildiği duaları okuyordur sıra kendisine gelmeden zil çalsın diye.
korkudan bağırsakları düğümlenir insanın.
lisede sigara içerken yakalandığında bile bu kadar heyecan yapmaz kimse.
allahtan geçti o günler.
kabustur. hocanın eli yakanızdadır, her an adınızı ve ya numaranızı söyleyebilir. soğuk terlerin döküldüğü ve genelde tecavüzün kaçınılmaz olduğu ama sonunda zevk değil 0 alınan durumdur.
şu an bile aklıma geldiğimde ürperdiğim, psikolojide çeşitli tanımlamaları olmakla beraber dilimizdeki anlamlarından birinin '' yusuf yusuf '' olduğu ve öğretmenlerin yapmaktan zevk aldığı bir psikolojik savaş çeşidi.
korku-gerilim hadisesidir. herkes kalkmaktan korkar ve kalkınca sorunun cevabı bilinmiyorsa sınıftaki zekilerden kopya beklemek olası bir durumdur. genelde listenin en başında veya sonunda olmak avantajlıdır.
(bkz: öğrencini mağduriyeti)