birkaç defa yapmışlığım vardır. genelde baskıcı bir tutum yansıtmakla beraber, gerek ders içinde, gerek teneffüslerde sınıf ahalisi ile iyi ilişkilerimden dolayı kimse bu durumdan şikayetçi olmazdı. tahtada ismini gördükten sonra uslu durmaya başlayanların önce çarpılarını ve daha sonra ismini siliyor olmam onları motive ediyordu. tabi arada her zaman birkaç piç çıkıp sabote etmeye çalışırdı ancak genel olarak sınıflarıma hakimiyetim söz konusuydu. hatta bir defa sınıf arkadaşlarım başkan olmamı isterken *, bir defasında da sınıf öğretmenim başkanlığımdan memnun kalarak yönetimi devam etmemi istemişti ancak az önce bahsettiğim birkaç piç ile uğraşmaktan sıkıldığım için bu kez kabul etmedim, ayrıca sürekli örnek öğrenci profilinde olmak değil, ara sıra yaşıtlarım gibi hayvanlık yapmak istiyordum.
bir keresinde de okul başkanı olmak istemiştim fakat başkan olmak ile bir alakası yoktu. o zamanki okulum sınıf başkanları toplantısı yapmıştı. tüm sınıf başkaları arasından bir tanesi okul başkanı olarak seçilecekti ve adaylar arasına sevdiğim kız da katılmıştı. gün boyu onunla zaman geçirmek istediğim için ben de başkan adayı oldum. seçim günü yine bahsettiğim piçlerin beni trollemesi sonucu asfalt zemine diz üstü düşmemle pantolonum asfalt lekesi oldu ve gerek başkanlık için ve gerek kızı etkilemek için gerekli olan karizmam büyük bir darbe aldı.
sonuç: kız ellerin oldu, seçimi kaybettim, piçlerin üzerindeki baskımı artırdım*.
Ben oldum.
Lisedeyken oldum.
2 arkadaşım okuldan kaçmıştı, yok yazıldılar diye ben de müdür yardımcısının orasından çaldıgım yoklama kağıtları ile hocanın tuttuğu yoklama kağıdını değiştirdim.
Kaçan 2 arkadaşım manitaları ile buluşacaktı ama devamsızlık hakları kalmamıştı ve benden idare etmemi rica ettiler.
Ben de yaptım.
Sonra pazartesi günü o dersin hocası durumu anlamış, müdüre şikayet etmiş.
Okula babamı çağırıp beni disipline sevk ettiler.
Babama durumu anlattılar, o bana baktı ben ona.
"Doğru mu oğlum neden böyle yaptın" diye sordu babam.
"Arkadaşlarım devamsızlıktan kalmasın diye yaptım baba" dedim.
"Aferin oğlum sana göre doğru olanı yapmışsın, ben de aynısını yapardım kalk gidelim" dedi.
5 müdür yardımcısı ve müdürün arasında elimden tuttu başımı okşadı elini sanki arkadaşımmış gibi omzuma attı ve odadan çıktık.
17 yaşımdaydım ve o an anladım ki babam arkamda olduğu sürece dünya karşımda olsa vız gelir tırıs giderdi bana.
Disiplin mevzusuna gelince, bu olaydan ceza almadan yırttım iyi mi?
O gün o odada olan herkes oğlunun arkasında dimdik duran koç gibi bir babadan öyle etkilenmişlerdi ki hakkımda tek satır yazı bile yazmadılar.
Tabi bu olaydan sonra benim başkanlık gitti, ama olsun.
Sikmişim başkanlığını...
Not: bu anlattığım hadise 1991-92 yıllarında yaşanmıştır. Yani şimdiki dönemle uyuşmayan şeyler olabilir aklınıza takılmasın.
ilkokul ve ortaokulda çoğunlukla sınıf başkanı olurdum. Sorumluluk almak ve insanları yönetmek güzel geliyordu. Hele para toplamaya bayılırdım büyük sorumluluktu annem ne zaman görse kızardı bana.
Velhasıl, yoruldum bu meslekten lisede yardımcılığa düşürdüm mevkimi. Lakin bu işi de büyütüp okul başkan yardımcılığına kadar yükseldim.
köyde birleştirilmiş sınıfta 3.sınıftayken 5 sınıftan sorumlu sınıf başkanıydım. öğretmenimiz kadındı ve şans o ki doğum vakti yaklaşmıştı.izin aldı gitti. sınıf başıma kaldı. tam bir ay boyunca benden yaşça büyükler de dahil herkesi yerinde tutmaya, dersleri işlemeye çalışmam gerekiyordu. 23 gün dayanabildim. ve sonunda da stresten ağlayarak istifa ettim. bir daha da sınıf başkan adayı olmadım geri kalan eğitim hayatımda.
bir dönemin anap iktidarı gibiydim. ilkokul ve ortaokulda üst üste başkanlıklar yaşadım, liseye geldiğimde, ergenlik bıçkınlığının da etkisiyle bana senelerce oy veren arkadaşlar, gırgırına adaylığıma bir oy dahi vermemişlerdi. sadece kendi oyum olduğunu görmüştüm ve bana kah kah kah kah gülmüşlerdi. bu da anap gibi bir anımdır hakkat.
öğretmen çocuğuyum, ilkokulda istemesem bile başkanlığa aday olurdum. seçerlerdi de. beşik ulemalığı olayını Bu şekilde yaşatmışlardı bana.
lisede biraz daha akıllı olunca yine aday olmam konusunda yapılan baskılara karşı koyabilmiştim. gençlerin önünü açmak gerekirdi. üst üste başkan olduktan sonra da, mevcut başkanı eleştirmek zevkini yaşadığım için oldukça mutluyum.
Hiç olmadım da adayda olmadım.
Sanki maaş veriyorlardı mk, ha tüm başkanlar kankimdi o ayrı çünkü bir başak olarak perde arkasında yönetmek daha keyifli.
Bir kaç defa üst üste olmuştum, gıcık biri olmustum tahtaya yazilmaktan korkar konuşanı da haklardım, ama en güzelide defter koymaya giderken ki verdiği hava .
bir kaç sefer üst üste oldum.
bizimkisi memleket meselesiydi.
tahtaya yazıp çarpı atmak yerine uyarır müsait bi zamanda gerekli bölgeye sevk edilirdi ( öğretmenler odası)
ilkokulda her sene ben başkan oluyordum. ayıptır biraz popülerdim. sonra son sene sanırım yeni bir sınıf öğretmeni geldi. gene seçim olacak sandım. herkesi bana oy vermesi konusunda ikna ettim. neyse ders esnasında öğretmen aniden okul numarası 4 olan başkan, 6 olan başkan yardımcısı dedi. yıkıldım mk. numaramın sonu 5'ti. tabi o zaman bu nasıl seçim diyemiyorduk.