kıskanılan, zeki, çalışkan, sorumluluk sahibi, saygılı, fikirleri oturmuş, olması gereken çocuktur.
günün birinde ektiği ekinin hasadını toplayacaktır diğerleri avuçlarını yalarken.
Ben hep arka sıralara mahkumdum. Çekingen yapım olduğundan sevmezdim de zaten. Boyumdan dolayı da nasip olmadı. Ama genelde akilli çocuklar oturur. Bizim bi arkadaş vardı kafası uzun şakaklarında mor mor damarlar. Adam bilgisayar içi gibi kafası. kablo geçiyo böyle alnının oralardan yeşil mor.
görme bozukluğu olduğundan öğretmeni tarafından öne oturtulmuş çocuk ya da arka sıralarda yaptığı yaramazlıklar yüzünden öğretmenin gözünün önüne aldığı öğrencidir.
pek muhterem bi hocam da vaktiyle üniversitede hep en önde ve aynı sırada oturmuş. mezuniyetinde birincilik plaketini alırken sırayı da vermişler. saygıyla anıyorum.
ilkokulda iken bendim bu çocuk. sınıfın en çalışkanıydım o zamanlar. daha sonralarda oturduğum sıranın tahtaya uzaklığıyla doğru orantılı olarak çalışkanlık seviyem de düştü tabi. sınıfta oturulan yerle çalışkanlık arasında kesin bir bağ var. ya da ben büyüdükçe tembelleşiyorum.