90'lara dair hatırladığım en güzel şeylerden biridir sıdıka. abisinin artistlikleri, anasıyla çekişmeleri, babasının sürekli tehditkar tavırları... her yerden bi absürdlük fışkırırdı dizede, karate hocası felan manyaktı; bazen olur olmaz bazı sahneleri aklıma gelir, güldürür adamı.
türkmaxda görmüştüm aylar önce takip edemedim çok üzülüyorum sözlük. bulsam bi daha bırakmayacağım hep takip edeceğim. bilen gören varsa bu garip kula haber vermesi önemle rica olunur.
sıdıka, samim'in yarışmaya girmesiyle alay eder ve samim sinirlenir;
-cesedini parçalara bölerim. her organın bir kanalda yayınlanır. kafanla reha muhtar röportaj yapar, dilini ali kırca sunar. ee artık samanyolu televizyonu da ruhuna bir fatiha okur herhalde.
tadı damağımda kalmış olan dizi. beni televizyon başına kilitleyen tek dizi. * okuldan çıkıp eve koştur koştur gelip izlediğim nadir dizilerden biri. keşke tekrar yayınlansa da tekrar kilitlese beni ekrana.
"bak sıdıka, bir aşk cinayetinin arefesindeyim. sevgilimi onun sevgilisini ve kendimi, yalnızca sevgilimi, yalnızca kendimi, yahut sadece sevgilimin sevgilisini, sevgilimle onun sevgilisini, kendimle sevgilimi veya kendimle sevgilimin sevgilisini öldürmek üzerine altı ayrı cinayet tasarım var. şimdi gereksiz yere kızkardeş alternatifini de sokmayalım araya. kafam karışacak."