ocağın üstündeki sütün başında yarım saat beklersin taşmaması için. sonra içerde telefon çalar onu almaya gidersin. hepi topu 9-10 saniye başından ayrılmışsındır ocağın. süt bu, yapar yapacağını ve taşar. kısacası, süt dediğiniz şey ekseriyetle taşar efenim.
her gün bir litre yağsız süt içmezsem eksiklik hissederim. o kadar tutkuyla seviyorum ki bazen annem bu duruma isyan eder oldu. olum sen deli misin niye bu kadar çok süt içiyorsun der durur kadınçağaz. Genelde hazır süt alıyorum fakat annem bazen yıllardır süt alış verişi yağtığımız bayan sütcümüzden beş altı kilo süt alınca, o gün değmeyin benim keyfime. bir bardak daha içebilmek için küçük çocuklar gibi yalvarıyorum. bunu fırsat bilen annem ise bana bir takım işler yaptırdıktan sonra bir bardak sütü içmeme izin veriyor.
peki! insanlar ne zaman süt içmeye başladı diye soracak olursanız, hemen izah edeyim; MÖ.8000 yıllarında mağraların duvarlarına hayvanların sütlerini sağerken çizmiş atalarımız. ama sütü en kapsamlı kullanan millet türkler. kımızından tutunda, yoğurduna kadar.
sütün çok yararı vardır. öncelikle kanser düşmanıdır, yaşlanmayı yavaşlatır. bol süt içenler bağırsak kanserine yakalanmazlar, sütte bulunan kalsiyum bağırsaklarımızın ürettiği kansere yol acabilen asitleri siler süpürür. vücutta ödem yapan sıvılardan kurtulmak isteyen arkadaşlar, bol bol süt için. bunların yanında saç dökülmesini önler. amino asitleri sayesinde kas yapımını hızlandırır.
süt öyle bir mücizedirki içinde tüm vitaminleri barındırır.
bir anneyle çocuğunun hayat boyu bağı olabilecek içecek. başlangıçta anne sütü, sonradan yerini alan pastörize sütler... bir süre sonra keşfedilen içine bebe bisküvisi atılarak anne tarafından önünüze sunulan süte ve 20 yaşında annenizin odanıza getirip, yüzün çöktü o odada karanlıkta otur otur bütün gün iç iyi gelir diyerek sarılarak size verdiği en güzel hediyedir her şeyden öte.
"Ooooo Ercan ne getirdi amcan? Bir bardak süt. Vooovvvv. Yatmadan önce, uyumadan önce, içmeli insan, değil mi Ercan?" tarzı sözlü bir şarkı ile çocuklara sevdirebilen faydalı içecek.
muz veya çilek likörü ile pek güzel karışan, kurabiye ile şahane giden, aslında %87,5'i su, %3,5'i mineral geriye kalanı yağ vs olan her yaşa ve ortama faydalı sıvı.
bugün hocamızdan * zararlı olduğunu öğrendiğim içecek. savunması ise ilginç: hayvanlar aleminde geliştikten sonra sütü bırakmayan tek hayvan insanmış. çay ve kahve zaten zararlı, kola vb. düşman başına... içmek için bir tek su kaldı. o da bitiyo. eyvaaah...
fazlası zararlı olan her şeyden biri.
fazlası; demir emilimini azaltarak anemi yapabilir. ayrıca son araştırmalar mide kanserinin oluşmasında da rol oynadığını gösteriyor.
kesinlikle kıymalı pide, pizza vb. etli yiyeceklerle içilmesi gereken içecek. söylenişi bile iğrenç gelebilir ama tadılması gereken şeylerdendir. (bkz: denedim ordan biliyorum)
fransız kültür bakanlığı sinema dairesi ve berlin film festivalince desteklenen semih kaplanoğlu filmi. çekimleri tire, bergama ve soma'da yapılan film, 60. cannes film festivalinin atölye bölümüne seçilmiş olma özelliği de taşıyor.