dünya çapında bir atlet olup rekor üstüne rekor kırabilecek bir kapasitesi varken kocasının dizinin dibinde oturmayı tercih etmiş türk atlet.
şahsi kanaatim, bu kadının böyle bi odaya kapatılıp incelenmesi gerektiğidir. tepeden-tırnağa yeteneksin. türkiye cumhuriyeti tarihinde devşirme olmayıp atletizmde madalya getiren bikaç insandan birisin. herkes seni kızı bellemiş, sen koştukça hüngür-şangır ağlayan seni sonuna kadar destekleyen bi kitle var arkanda? peki sen naptın a kızım ?
zamanında bilmem hangi il tarım müdürlüğünün makam şöförlüğünü yapan bi adamının arkasına takıldın gittin. katiyen şöförlük mesleğini küçümsemiyorum ancak el insaf bir şöför ne kadar anlar ki atletizmden?
sen bütün profesyonel yardım tekliflerini kocam da kocam diye reddederken;
- bu adam seni adet gününde dünya şampiyonası finalinde koşturdu.
- senede en az 5-6 yarış koşman gerekirken resmen turşunu kurdu, herkeslerden sakladı.
- sakatlıktan yürüyemez hale getirdi.
- ben karımın orasını burasını kimselere göstermem mantığı ile doping örneği için numune almaya gelen wadacıları kovaladı.
- ve anlaşılıyor ki doping yapmanı istedi senden. yoksa ömür boyu men cezası almazdın sanırım. ve yine iddialara göre bu adam kredi kartıyla aldı o ilaçları sana.
hep o adamı dinledin. inadından zerre taviz vermedin.şimdi geldiğin nokta çok açık. çankırı'nın korgun ilçesinin bilmem hangi köyünden 2 belkide 3 olimpiyat madalyalı bir türk kızı olmak yerine kocasının sözünden çıkmayan, örnek bir anne bir ev kadınısın.
şimdi biliyorum hiç pişman değilsin. ankarada sana türk devleti tarafından hediye edilen apartmanda kocanla birlikte çekirdek yemek daha cazip senin için. bir bilemedin iki canlı yayına çıkıp sana ne büyük haksızlıklar yapıldığını o bıyıklı adamla beraber hırslı hırslı anlatırsın. sonra da unutulur gidersin. senin tercihinde bu zaten.
( bil ki sana gerçekten kızgın olan bir çok insan var bu ülkede. avrupa şampiyonu olduğun gün, o yarış, sonra elinde ayyıldızla stadı turlayışın, bütün ev halkını ağlatışın dün gibi aklımda. gerçekten çok yazık ettin kendine.)
ne yazık ki süreyya ayhan'a sahip çıkılmamıştır. Justin Gatlin'den bahsetmek istiyorum size biraz. 2004 yılında 9.77 le 100 metre dünya rekoru kırmıştır. ve belli bir süre sonra doping kullandığı için 8 yıl men cezası almıştır. Davanın peşini bırakmayarak, ABD Olimpiyat Komitesi de davanın neticesine karşı çıkmıştır. birleşik devletler Kendi sporcusunun her daim yanında bulunmuş ve cezayı 4 yıla indirmiştir. çünkü 8 yıl cezasını çekecek olsaydı yaşı bir hayli ilerleyip olimpiyatlara katılamayacaktı. işte bu kadar uğraşmanın, peşinde koşmanın ardından birleişmiş milletler Justin Gatlin'i kaybetmedi ve 100 metre gibi bir branşta olimpiyat 3. oldu Justin Gatlin.
Peki biz ne yaptık. Kimse sahip çıkmadı. mahkeme süreyya ayhan'a 4 yıl men cezası verdi. Süreyya ayhan tek başına itirazda bulundu, tek başına hareket etti. mahkeme cezasını ömür boyu men olarak değiştirdi. kmise söylemedi ona mahkemede pişman oldum demesinin gerektiğini (justin gatlin mahkemede doping kullandığını kabul etmiş ve pişmanlık duyduğunu itiraf etmiştir mahkemede cezasını 4 yıla indirmiştir).
1500 metreyi 3:55.33 le koşmuş bir sporcudan bahsediyoruz. tüm zamanların en iyi 12. derecesi.
ve bu güne gelecek olursak, kızlarımız bizi o kadar gururlandırdı ki bunlar sözlerle ifade edilemez. tabi ki aslı ve gamzeden bahsediyorum. şunu düşünmeden edemiyorum ne yazık ki, Süreyya ayhan bu gün yarışmış olsaydı ilk 3 de kesin olurdu. işte biz yıllardır bunun acısını yaşıyoruz, kendi sporcularımıza sahip çıkmıyoruz. Umursamıyoruz onları.
Başka süreyyalar kaybetmemek dileğiyle.
artık otobüs peşinden koşma rekorları kıracak atlet. başarılar diliyoruz. ancak izmir'de şöförler durak harici açmıyorlar kapı. buraya gelecek olursa bilgisine.
