karşı apartmandaki komşumuzdur.. her sabah bize omuz bölgesinde biriken apolet şekildeki kılları, panjursuz balkonda yaşamanın bedeli ya da cilvesiymişçesine güneşten kayış gibi olmuş saçsız kafasının derisinden vurup gözlerimizi alan yansıması ile adete günaydın der.. kah balkondaki üç tane kıçıkırık saksı çiçeğini sular, kah aşağı sallandırdığı ipe bağlı sepetiyle bakkala sipariş verir.. o sepetin ipi istisnasız kısadır ve beline kadar sarkmak zorundadır.. böyle zamanlarda beyaz atletinin düşük yakası iyice açılmakta, göğüs çatalı ortaya çıkmakta ve bu biz karşı apartman sakinlerine tedirginlik vermektedir..
adını bilen yoktur, varsa bile ya "4 numara" ya da "atletli adam"a çıkan lakabı kullanılır.. balkon dışında kendisini gören olmamıştır.. pek çarşıya pazara çıkmaz, zorda kalmadıkça balkonunu terk etmez, arada karısının astığı çamaşırlar bile onu rahatsız etmez.. hiç gömleği olmamış gibidir.. çok soğukta üst üste iki atlet giydiği söylenir.. kimse bir zararını görmemiştir.. sokağın demirbaşıdır, tadıdır, tuzudur.. yeter.
Ege bölhesinde bolca vardır bunlardan hatta akşam üzeri yemek öncesi "atletliler muhabbeti" döner balkondan balkona. Çeşitli transferlerin yapılıp, ülkenin kurtarıldığı bir sohbet döner. Gece hep beraber karpuzlar yenilir, bir de balkonda yatar bu amcalarımız. Atletini oğluna aktaranlaeı da mevcuttur mesela bizim karşı komşumuz kendi ve 3 oğlu ile beyaz atletliler ordusunu kurmuş bildiğin.