insanın ömründen ömür götüren bir gerginliktir bu.
afyon 5m migrostayız, bim den çıkıp migrosa gitmek bizim karadeniz köyünden uzaya çıkmak gibi amk.
fiyatlar wınnn diye uçuşa geçmiş o arada sanki.
kuruyemiş alalım derken manav reyonunun ordaki muzlardan epey canımız çekti. ulan bir tadına baksak mı belki alırız diye düşündük. belki alırız tabi öğrenci adamız nihayetinde, bir muza 5 tl vereceksek 1 gün aç kaldık demektir.
3 kişiyiz, muzlara baka baka kararıyoruz. dur lan o üzümdü. muzlara baka baka bi sike benziyoruz galiba. 3 tane sap adam işte başka neye benzeriz ki? Yar.rak gibi * dolaşıyoruz.
bir teyze kızıyla alışveriş yapıyordu. Kız bizim gibi abaza gençler için bulunmaz hint kızı gibiydi.* bu sebeple kızın yaninda muz soyup tadina bakarak rezil olma lüksümüz kesinlikle yoktu. Zira evimize giren dişi anofel cinsi sineğin bizim kanımızla beslenmesine izin verip sıtma olma riskini göze alacak kadar abazaydik.
Öte yandan teyze mandalinanın tadına bakiyordu. sonra eriklere baktı ki o sırada yeşil eriğin kilosu 20 lira civarı. valla ben o erikten 1 tane atsam ağzıma günlerce bekletirdim ağzımda. Eriyene kadar, belki erik ağacı çıkardı ağzımdan mis mis. ekşi ekşi emerdim amk, 20 lira ne öyle??
Teyze erikten sonra avakado ya doğru uzandığında, bizde meyve tadına bakacak cesaret olmadığından teyzeye dedim ki
"teyze hazır mandalina erik yemişken bir de muzun tadına bakar mısın alacaktık da"
önce kızı güldü, sonra teyze sonra da benim arkadaşlar. buradan kimin jetonunun köşeli olduğunu şey etmek mümkün.
teyze " tabi bakarım" dedi. muzu soydu*
güzel güzel yedikten sonra "çok tatsız bu muz" dedi teyze.
biz de teşekkür ettik, alamadık yani o muzdan.
vay teyze yalancı ya, nasıl yedin koca muzu 1 dakikada..
aslında bir bakıma iyi oldu kötü demesi, yoksa muzu alır, sonra pişman olurduk bu kadar para verdik diye.