sümbülteber

    1.
  1. iki ayrı güzel şiirde selam gönderilmiş güzel kokulu çiçek.

    kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber
    elbette kırlardan kırlardan gelecekler
    başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri
    söyleyin nasıl dayanılır dükkânlara depolara
    bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer

    sonsuza varmadan bir önceyiz sanki
    -o sayının da bir adı vardı unuttum-
    her şey öyle saydam öyle madensel
    kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz
    hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber

    eskiden şaşardık bazı şeylerin yokluğuna
    artık bu yokları var etmeyi usladık
    ağaçları budadık ormandan balıkları tuttuk denizden
    hani bazı açılmaz sanılan kapıları omuzladık
    çünkü herkesin elinde bir saat bir sümbülteber

    hey koca dünya nasıl avucumuzdasın
    nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden
    çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin
    elbette kırlardan gelecekler kırlardan
    kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber

    ey güzelim sümbül ve teber ey canım
    gördüğüm sanki o değildi
    sanki kuşlar albümünden bir maden

    turgut uyar- kırlardan geliyorlar

    diğer şiir ise;

    belkim bir kertenkeleydim
    piç edilmiş bir yağmurun serini
    bir güzelin çirkiniydim
    çirkinlerin en güzeli
    yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
    ben en hızlı yeşiliydim
    kurbağa yarışlarında annemin
    çatal matal kaç çataldım kimbilir
    bin dereden bir kendimi getirdim
    haydan gelip huya giden bir huysuz
    heyheyler içinde bir heydim
    belkim yedi belkim sekiz belaydım
    düdük çalar hırsızlanmış polisler
    ben korkudan üstlerime işerdim
    üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü
    karşısında önüm açık gezerdim
    ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan
    rus cenginde cağanozdum bir zaman
    iki gözüm iki koltuk-eviydi
    mavilerim bir miyobun koynunda
    kendi düşen köyler kentler ağlamaz
    sur dısında ben oturur ağlardım
    ekmek diye bağrışırdı bebeler
    elma derler ben ortaya çıkardım
    ağıtlarla kutlanırdı isa - doğdu gecesi
    fil dişinden bir kuleydim yıktım kendimi
    bilmem hangi keloğlanın fesiydim
    bir püskülsüz sümbülteber tohumu
    fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden
    bir naraydım kimse bilmez nereden
    ya yakından ya uçmaktan gelirdim
    belkim ince belkim kalın bir sestim
    belkilerin kol gezdiği saatta
    belkim belki bile değildim

    can yücel - belkim bir kertenkeleydim
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük