ah ah... bir insanın başına gelebilecek en kötü olaylardan birisidir efendim. giyip süslenirsiniz, parfümü yukarılara sıkıp içinden geçersiniz, sigarayla halka yapma çalışmalarına başlarsınız ta 3 gün önceden... herşey o gün içindir; o tanımadığınız topluluğa girmek; ortamın gülü olmaktır amacınız. güzelce ütülenir gömlekler, 'olum kazağı arkaya atsam mı atmasam mı?' diyerek geçirilir saatler ayna karşısında. 'tamam oldum ben.' aşamasına gelindiğinde çıkarsınız ve tarkan'sınızdır siz artık hadi biraz daha boyunuz uzun diyelim oldunuz mu kenan imirzalıoğlu... gidilir mekana cool bir şekilde 'merhaba.' denir. hiç kafaya takılmaz 3 dakika önceki hapşurmanız. oysa bilinmez o hapşurmanın yuvasından ayırdığı bir sümük parçasının bütün hazırlıkları heba edebileceği. o insanlar için: 'burnunda sümük olan kişi.'sinizdir artık. ne giydiğiniz gömlek bir önem taşır, ne fiziki güzelliğiniz... 'olum bu insanlarda bir tuhaflık var lan.' der durursunuz, ta ki içtiğiniz içkiler sıkıştırıp idrar kesenizi tuvalete gitmeye zorlayana kadar. aynaya bakarsanız ne mutlu size!