istanbul'a yeni gelmiş bir köylü galata kulesini şaşkınla izler. sülün osman yanına gelir ve;
+ sökül bakalım 100 kağıt.
- ne parası ağabey?
+ kuleme bakıyorsun yarım saattir. çok beğendiysen satayım sana.
- aaa gerçekten mi ağabey ?
+ he ya ne sandın ?
böylece sülün osman köylünün cebindeki tüm parasın alır. galata kulesine karşılık.
öyle bir devre geldik ki üç kağıtçılık el üstünde tutulur oldu. sülün osman güzellemeleri gırla gider oldu. baksana sözlüğe, bazı yazarlar namussuzluk övüyorlar zırtolar. sülün osman götü yalamaktan ağızlarını silmeye fırsat da bulamadılar.
gariban taşralıyı dolandırmaya mantıksal sebep aramada üstünüze yok sizi şeref fukaraları. ortalıklarda bir sülün osman’ın savunma manifestosu dolanıp gidiyor. sanırım bu da haramiliğe özlem.
1962 yılında kaldığı cezaevinde
“alın teri ile yaşamak” isimli konferans veren,
Ünlü dolandırıcı “SÜLÜN OSMAN”IN”
Mahkeme savunması;
"Benim Dolandırdığım insanlar Dolandırıcıydı Aslında.
Yani Bana Yaklaşma Sebepleri Beni Dolandırmaktı.
On Tane Bilezikle Geliyorum Adamın Önüne Akşam Vakti.
Kuyumcunun Kapısındayız.
Ve Dükkân Kapalı.
Karımın Hastalığını Anlatıyorum,
Acilen Bilezikleri Bozdurmam Gerektiğini,
O An Nöbetçi Eczaneye Gidip Hastaneden istedikleri ilaçları Almamın Şart Olduğunu Söylüyorum Falan. Hakiki Olsalar Bileziklerin Fiyatı Bin Lira.
Diyorum Ki 300 Liraya ihtiyacım Var. Paranın Gerisi Umurumda Değil,
Yeter Ki Karım Ameliyat Masasında Kalmasın...
Adam Sabah Kuyumcuya Gidip Bilezikleri Bin Liraya Bozdurabileceğini Ve Birkaç Saat içinde Havadan 700 Lira Kazanacağını Düşünüyor.
O Arada Benim Ayakçım Da Ortaya Çıkıyor Ve O Almak istiyor Bilezikleri. Telaşlanıyor Adam Kazanç imkânı Kaybolacak Diye.
300 Lirayı Verip Alıyor Bilezikleri,
Ben De Kayboluyorum Ortalıktan. Adam Ertesi Sabah Kuyumcuya Gidip De Bileziklerin Sahte Olduğumu Öğrenince, Dolandırıldım, Diye Karakola Gidiyor.
Ben Aranıyorum.
Demiyorlar Ki Ona,
Be Adam 1000 Liralık Bileziği 300 Liraya Almayı Düşünürken Aklında Ne Vardı, Diye.
Gayet Açık Ki, Beni Dolandırmayı Planlamıştı.
Ben Hayatım Boyunca Beni Dolandırmaya Kalkışmamış Tek Bir Kişiyi Dolandırmadım."
bu hayatta örnek aldığın ender kişilerden biridir sülün osman.
"Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. Yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Ve dükkân kapalı. Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira. Diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. Paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın... Adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. O arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. Telaşlanıyor adam kazanç imkânı kaybolacak diye. 300 lirayı verip alıyor bilezikleri, be de kayboluyorum ortalıktan. Adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, dolandırıldım, diye karakola gidiyor. Ben aranıyorum. Demiyorlar ki ona, be adam 1000 liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı, diye. Gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım."
"benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. on tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. kuyumcunun kapısındayız. ve dükkân kapalı. karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira. diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın... adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. o arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. telaşlanıyor adam kazanç imkânı kaybolacak diye. 300 lirayı verip alıyor bilezikleri, be de kayboluyorum ortalıktan. adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, dolandırıldım, diye karakola gidiyor. ben aranıyorum. demiyorlar ki ona, be adam 1000 liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı, diye. gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım."
Sülün Osman'lık da "demokrasi" gibi bir iNGiLiZ icadıymış!!!
--------------
TÜRK TARiHiNiN EN ÜNLÜ EMLAK DOLANDIRICISI
** Sülün Osman ile duyduğumuz gurur da ELiMiZDEN GiTTi! **
----------------------------------------------------------------
Siz, Galata Kulesi'ni sokaktaki bir adama satabilir misiniz? Ben de siz de satamazsınız ama; satan vardı: Sülün Osman...
1923 doğumlu, 1984'te ölen Sülün Osman, 1950 ve 60'lı yıllarda tramvay, Galata Kulesi, kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları gibi kamu mallarını saf vatandaşlara 'satarak' ya da 'kiraya vererek' efsane haline geldi.
---------------------------------
Hakkında AYRINTILI BiLGi burada: http://emlakansiklopedisi...fsane-emlak-dolandiricisi
---------------------------------
Yıllarca ne dedik; nasıl övündük:
- Atletizmde bir olimpiyat şampiyonumuz yok ama; Galata kulesini gariban taşralılara satmış HIRSIZIMIZ var!!!?
** Hep böyle yaparız zaten: Bütün dolandırıcı, sahtekar varlıklar bizim milletten çıkar; (diyerek) bir de her fenalığı "milliyetimize" bağlayan aramızdan irlandalılar var!!!
*** DiKKAAT!
Geçen gün gördüm, ŞOK oldum! Meğer Sülün Osman'lık bile bize ait bir iş değilmiş! Yeminle! Bu işi bir ingiliz iCAT etmiş!!!
Adı Arthur Furguson olan bu zat, ingilizlerin ortak hafızasında hayli önemli bir yere sahipmiş...
Onun yaşadığı yıllar 1883 - 1938. Daha çok ingiltere'ye gelmiş Amerikalılara meydanlardaki ANITLARI okutuyormuş....
Arthur amca hakkında ayrıntılı ingilizce bilgi şu adreslerde:
kendisinden daha dolandırıcı olanları dolandırmayı düstur edinmişti eylemlerinde. mesaj kaygısı taşırdı. para değildi onun gözbebeği, verdiği dersti. her kim kısa yoldan para kazanmak için sülün'ün yanına yaklaştıysa aldı onların paçasını aşağıya zira hakketmişti onlar bunu.