uzun süre sözlükte takıldıktan sonra facebookta takılmaya karar verilir. arkadaşın bir cümlede yıldız kullandığı görülür. ugrcnn merak edip imleci yıldızın üstüne götürür ama hayal kırıklığı yaşar. orası ne sözlüktür, nede o yıldız, yıldızlı bkz'dir. *.
s.çma eylemini bile sözlük başında yapan insanlar olduğuna göre sosyal hayat , gerçek hayat bunlar sadece bi ütopya bi yalandır..
Efe- Can olm bak kalk şu sözlüğün başından bak dışarda kızlar doğa ne güzel bi hayat var.
Can- kendisi yazar olamadığı için diğer insanların da olmasını istemeyen insan söylemidir.
gerçek hayattaki sıkıntılarımı buraya yazıyorum, bazı arkadaşlar sağolsunlar bana yardımcı oluyorlar, derdimi dinliyorlar ve erçek hayata daha mutlu dönüyorum. iyi ki varsın sözlük. gerçek hayata etkisi büyüktür benim için.
sözlükler aleminde var olan katı kurallar ve formatlar sözlükle haşır neşir olan kullanıcıların günlük yaşantılarına öyle ya da böyle yansıyor. bu durum bazen öyle bir hal alıyorki, insanlarla diyalog kurmak neredeyse imkansızlaşıyor. örneklerle açalım biraz konuyu...
örneğin tanım kuralı. bildiğiniz üzere tanım içermeyen entrylerin büyük çoğunluğu siliniyor ve her şeyi tanımlama güdüsüne giren yazarların bu davranışları iç güdüsel olarak da olsa günlük yaşantısına yansıyor.
iki arkadaşın karşılıklı konuşması;
- abi, bugün hayatımın aşkıyla tanıştım.
+ hayatının aşkını bulduğunu sana kişi saçmalaması.
- ne diyon be sen?
+ ne dediğimi anlamayan ya da anlamaya kapasitesi yetmeyen kişinin soru tümcesi.
- zikerim ha!
+ cinsel tercihini erkeklerden yana kullanmış bünyenin, popom üzerindeki fantazilerinin ağızdan dökülme şekli. (bkz: ibne)
- şimdi avuna kodum senin. çotanakkkk
+ burnumun kırılmasına sebeb olmuş yumruk sesi. (bkz: çok acıyo be sözlük)
bir de başlık açarken uygulanan 50 karakter sınırı var tabii. kahramanımız bu kez bir lokantada oturmuş ve sipariş vermeye çalışmaktadır.
- bana bi kola, bir porsiyon patates, bir posriyon d
+ beyefendi, siparişinizi bir daha alabilir miyim?
- bi kola, bi porsiyon patates, bi porsiyon da az p
+ yine anlayamadım ama.
- kola, patates, bi porsiyon da az pişmiş soğansız k
+ hadi ama kardeşim, bi sipariş verecen anamızı ağlattın be.
- 50 karakteri geçtin, mod musun?
+ verecen mi siparişi?
- az pişmiş soğansız köfte ver bana.
+ kolayla patates iptal mi?
- iptal mına koem iptal.
arkadaşından dayak yiyen ve aç kalan kahramanımıza son darbe ise annesinden gelir...
- oğlum, al şu alışveriş listesini markete git.,
+ tamam anne. hımmmm. bir kilo patates yarım kilo kaşar üç kilo mandalina bir kilo domites birde 3 ekmek. gelirkende evin aidatını yatır.
- sen daha burda mısın?
+ ya ben bu imla ve yazım yanlışı dolu listeyle alışverişe gidemem.
- ?
+ ne alınacakların arasına virgül koymuşsun, ne dahi anlamındaki - de ekini ayırmışsın. üstüne üstlük anlatım bozukluğuda hat safhada. kesin silik olursun sen.
- neee anneye silik dedin ha? ben sizin için yıllarca saçımı süpürge edeyim karşılığında gördüğüm muameleye bak. allah cezanı versin emi.
+ anne, yanlış anladın ya.
- anneler yalnış anlamaz.
+ yalnış değil, yanlış. lanet olsun tutamıyorum kendimi.
- seni doğurcağıma taş doğursaydım emi!
gerekli yerlerde ince espriler ve de güzel laf sokmalar. ayrıca hayat görüşünüzün keskin hatlarının oluşmasını sağlar ve de hayatın gerçeklerini tanımaya başlarsınız.
- demuraj bey, şubat ayı istatistiklerini çıkarır mısınız?
+ aha anket lan bu?
- ne diyorsun?
+ özür dilerim müdür bey! geçen haftanın en beğenilen entrylerini mi istemiştiniz?
- senin neyin var evladım? dün de toplantıda şuku muku mu ne diyip duruyordun!
+ bunu hemen yaran diyaloglara yazmalıyım!
- odama gel hemen!!!
+ (bkz: sıçtım)
sözlükte ki arkadaşlardan birine şöyle (bkz: #11994805)tatlı bir ayar verdikten sonra, benim de böyle bir şey başıma geleceğini beklemek lazımdı zaten.
sözlükte takılmaya başladığımdan beri durmadan bkz veriyordum. en çok kullandığım ise halı saha da, ofiste, arkadaş ortamında agresif tavırlar sergileyen arkadaşlara (bkz: sakin ol şampiyon)
hiç bir zaman burada olduğu kadar komik olmuyor. bilmiyorlar tabi, bön bön baktıkları oluyor.
ama başıma gelen bu son olay, diğerlerinin yanında hiç kalır. anlatmadan şu konuda da uyarmak isterim ki, şirket maillerinizin yanında asla sözlük sekmesi açmayın. girdiğiniz entry mi, yoksa gelen maile cevap mı fark edemeyebilirsiniz.
ben bu hataya düştüm. şirket mailinin yanıbaşına sözlüğü açtım. bir yandan mail okuyorum, cevap yazıyorum. bir yandan sözlük okuyorum, entry giriyorum. fazlaca da çalışıyor görünüyorum. ama bu ikisini karıştırmak aklıma bile gelmemişti.
gelen kutusu (1)
insan kaynakları
konu: yaka kartları kullanımı hk.
günaydın;
bilindiği üzere, yaka kartları kullanımı iş güvenliği açısından önemlidir. iş yerinde bulunan personel yaka kullanmak zorundadır. saha da bulunan personel ise yaka kartlarını yanlarında bulundurmak zorundadır. ayrıca yaka kartlarının boyun askılıkları şirketimiz tarafından dağıtılan x renkli boyun askılıkları ile taşınmalıdır. son günler de görüyoruz ki, bazı arkadaşlar müşterilerimize ait yaka kartı boyun askılıklarını kullanmaktadır. xx/xx/xxxx tarihinden itibaren müşterilerimize ait yaka askıları özlük işlerine bırakılıp, kendi x renkli boyun askılıklarımızı teslim almanız gerekmektedir. kurala uymayanların yazılı savunmaları istenecektir.
bilginize.
nasıl bir beyin hücresi gelen kutusunu başlık, altındaki yazıyı entry, onun altında ki kaşeli, telefon numaralı mail imzasını da nick olarak görebilir ki? sanırım ağır alkol ve uykusuzluk bunlara neden oluyor.
benim girdiğim giri (yani ben giri sanıyorum)
ağır kompleksleri olan patronun, kendi yaka boyun askılığını kullanımı için insan kaynaklarına dayatması olan yazar başlığı. ileri demokrasi bu olsa gerek.
gönder tuşuna bastıktan sonra farkedilen giri sanılan mail, kimse görmeden bilgi işlemci arkadaşın kıyağı ile önüne geçildi. bir hafta öğle yemeği sözü verildi. büyük zarardayım sözlük, hepsi senin yüzünden.
ha unutmadan editi: tarafımdan, buralar da maile benzeyen giriler görürseniz dikkate almayınız.
çok büyüktür. bazen olmadık yerlerde olmadık şeylere gülersiniz. mesela otobüste azıcık yakınlaşan bir çift görseniz, burası seks otobüsü değil diyen iett şoförü gelir aklınıza. tutumaz kendinizi otobüste onca insanın ortasında gülersiniz. işin yoksa size çevrilen deli mi acaba bakışlarıyla yolculuğunuza devam edin.
en önemli etkisi küfürlü konuşma tabi. küfür dediysek amk filan, öyle ağır küfür etmişliğim de yoktur ama gerçek hayatta bunları her yerde edemiyosun tabi. geçenlerde iş arkadaşlarımın olduğu bir ortamda ananızı sikti orospu çocukları demiş bulundum, hayretler içinde kaldılar. durumu izah edene kadar akla karayı seçtim. yani demem o ki ak dediler kara çıktı.
sonuca bağlama konusunda da her gün daha geri gidiyorum amk. elin oğlu gidiyor mersine...
dili, edebiyatı ve hitâbeti çok fena geliştiriyor. binlerce cici insanın farklı görüşü ve kullandıkları yüzlerce farklı kalıp. o zaman yaşasın sözlük kardeşliği.
hergün göz atılan gazeteye bile tenezzül edilmez , e posta kutusu gece yatarken üstünkörü kontrol edilir , hatta hatta tel.faturasını ödemek bile ihmal edilir , telefon kapanır.( evet aynen bende olanlar bunlar)
-dil balığının kilosu ne kadar?
-50 lira abi, yaparız bir şeyler
-avlanma yasağı gelmiş balık sorunsalı
-efendim abi?
-başlık açıy... 1 kilo levrek alim ben...
yolda, sokakta, trafikte, çarşıda, kapısının önünde oturan esnafı görünce vs vs vs. insanlara bakıp bu yazar mı acaba, şu yazar mı acaba diye insanları inceleyip, daha da olmadı, hmmmm şu anda sözlükte değil deyip cozutmaktır.
gerçek hayatta karşıt fikirdekilerle gayet rahat anlaşırken, burda ırkçılık, din ayırımı, hakaret ve iğrençliği gördükten sonra şöyle düşünürsün; bu insanların hepsi akıllarından bunları geçiren caniler mi? ellerine fırsat geçse soykırım mı yapacaklar?