ana rahmine düştüğüm günden itibaren beşiktaşlıyım. babamın beşiktaşlı olmasından heralde. ya da onun babasının beşiktaşlı olmasından. beşiktaşlı doğdum beşiktaşlı ölecem.
hayal meyal hatırlıyorum o günleri. sanırım 3-4 yaşlarındaydım babamın kucağında düşerdik inönü yollarına. o gün bugündür o yollardayım hep. zaten annenin, babanın, abinin fanatik olduğu bir ailede farklı bir takım tutmam imkansızdı. siyahla beyazla büyüdüm ben.
gerçekten ben beşiktaş'lı olmamıştım, beşiktaş'lı doğmuştum.
ben daha doğru dürüst bir takımla sözleşme imzalamamışken bir gün dayım bana "sen hangi takımlısın" diye sordu ben de "milli takım ehi ehi" dedim. "onu siktir et o zaten herkesin takımı gel sen beşiktaşlı ol ben de sana forma alırım" dedi. olur dedim bende. bakırköy'de oturuyorduk o zamanlar gittik yeraltı çarşısından bir adet ertuğrul forması aldık (tabi o zaman formada isim falan yok ben ertuğrul olarak kabul ettim formayı) o gün bu gündür beşiktaşlıyım.
Doğma büyüme ile özetleyebilirz.Babanın her türlü emperyalist baskılarına karşın, f.bahçe maçlarına götürmekden tutun, f.bahçe ürünlerinden ve daha nice dayatmalarına karşın, doğru yoldan dönmedik.Dönenler var yok değil o da abim.
Valla Bizim Oralarda Başka Takım Tutsan adamın götünden şırıngayla kan alırlar. Bir de Sülalemizde bundan korkmuş ki onların da hepsi aynı takımı tutarlar.
çok çook çoookk küçükken, galiba 3 yaşımdaydım, 3,5(üçbuçuk) te olabilir tabi, babam beni ali sami yen'de maça götürmüştü, milli maça. kendisi koyu fenerlidir bu arada. o gün vuruldum renklerine cimbomumun. sonra öğrendim ki o stad, o renkler galatasarayıma aitmiş. öyle başladı. sonsuza dek sürecek bizim aşkımız biz galatasaraylıyız!