2004 yılında tanışmıştık e.o hala daha görüşürüz konuşuruz, ben açılınca her şeyi bok etmiştim bi süre aramız bozuldu. daha sonra yeniden barışmıştık. bir gece kuşadasında bir barda çok eğlendik alkol aldık. o gece bizde kalmıştı. evde kimse yoktu. üstünü örtüp bende sandalyede onu izlerken uyumuştum. karşımda uyuyan kız bir kaç saat önce gittiğimiz mekanda mikrofonu alıp gözlerimin içine baka baka kayahan'ın gel vefasız şarkısındaki şiiri söylüyordu. hostes oldu izmir'den istanbul'a taşındı. geçen yıl evlendi belki bi kaç yıl sonra bir anda arayıp çocuğunun olduğunu söyleyecek. hayat ne garip değil mi?
Senenin başında onu gördügümde birşeyler hissetmeye baslamıştım. Daha sonra ilerleyen günlerde onunda beni kestiğini fark ettim. Baya garip olmuştum ilk defa başıma geliyordu. Daha sonra arkadas olduk, ikimizden felsefeden hoslanıyorduk arkadaslar arasında garip muhabbetler yapıyorduk din, tanrı filan.. Daha sonra onunda deist oldugunu ögrendigimde bana şok olmuştu. Tanrının bir işaretiydi. Oda benimle ilgileniyordu. Daha sonra birbirimizle konuşmak için fırsat arıyorduk. Kendimi toplamıştım ona söyleyecektim onu sevdiğimi fakat bir gün onu bir çocukla gördüm okul çıkışında, koluna girmişti. Sevgilisi olduguna tam inanmamıştım, daha doğrusu inanmak istememiştim. Bir gün arkadaşlarla kafeden çıkarken onu görmüştüm yanında o çocukla, mecburen selam vermek zorundaydık çünkü aynı sınıftaydık. Ve o gün tanrım neden dedim neden böyle düşük bir ihtimali gerçekleştirdin neden onu görmek zorundaydım.... işte sözlük benim platonik aşkımın hikayesi böyle.
zaten platonik olmasından dolayı imkansız olan aşkımın, üstüne bi de gay olduğunu öğrenmiştim. ha bi de bunun da kötüsü; gerçekte gay değilmiş benden kurtulmak için öle söylemiş. peh cok da fifi.