itiraf ediyorum;
uludag roman okuyorum ama bu kadar uzun sürmesin diye düşünüyorum.her nekadar roman olsa da daha kısa sürüp daha çok uludağ roman olmalı diye düşünmekten kendimi alamıyorum
itiraf ediyorum, günlerdir ismail ykallah belanı versini dinliyorum, üstelik winamp listesinde tek o var ve saatlerce döndür dolaştır dinliyorum. klasik müzik cd arşivimin üzerini tişörtümle örttüm, bu halimi görmesinler diye.
itiraf ediyorum
yalnız yaşamaya o kadar alıştımki,ailemde dahil kiminle bir haftadan fazla kalsam fenalık basıyor boğuluorum.
her gün annemin babamın ve kardeşimin benden önce ölmemesi için deli gibi dua ediyorum.
belli kişilerinki hariç bana yapılan iyiliklerin altında hep bişiy arıyorum.
Kimse "hoşgeldin kiraze abla" demediği için çok bozuldum."Bu kardeşimiz de acemidir, yol gösterelim,teknik destek verelim, yol yordam öğretelim, yazarlık adabı anlatalım,oryantasyon yapalım ." demediği için o " kimseleri" de "her kim ise"ler şiddetle kınıyorum.Lakin tel'in etmiyorum.barış, kardeşlik vs vs ..etc. etc
itiraf ediyorum kiraze nin (#268652) nolu sorununu çözmek için kiraze abla diye başlığı ben açtım. yine itiraf ediyorum böyle sorunları olanlar varsa onlar içinde başlık açabilirim. ama şunu da itiraf etmek zorundayım ortada önceden açılmış bir başlık varsa bunu tekrar ben açamam.
itiraf ediyorum,
- asker arkadaşıma mektup yazdım, ama zarf bulamadığım için bir süre beklettim, sonra zarf bulup üzerine adres yazıp yolladım, bir hafta sonra baktım ki, mektubu zarfın içine koymamışım, askerden gelince elden verdim, koğuşta daşşak konusu olmuşum.
- çocukken pazar sabahları 1- 1,5 saat balkonda oturup iki yönden de gelen arabaları sayardım, öss de matematikten 41 net yapmama etkisi olduğunu düşünüyorum.
- yoklama alınmayan bir dersin, notların açık olduğu bir vize sınavında kağıdı doldurdum, ama hocaya vermeyi unutup sınıfı terkettim, final sınavından önceki gece tekrar ders notlarına bakarken vize kağıdını gördüm, hocayı mail yağmuruna tutarak dd ile geçmeyi başardım, benim dışımda herkes aa-bb arasında not aldı.
- bazen çok salak, bazen çok zeki olduğumu düşünüyorum.
itiraf ediyorum; arkadaşlarımın * başlıkları altına önyargılı bir şekilde saçma sapan yazılar yazan, kıskanan, çekemeyen bütün yazarlara uyuz oluyorum , sinir oluyorum, gıcık oluyorum.**kendilerinin bu şekilde konuşmalarda bulunması için önce kendilerine bakmalarını istiyorum. sen bu kadarsın işte özel msjla uyarmak yerine anca entryi yazarsın sonra ahaha dumur oldu dersin. aslında korkağın tekisin. yapmaya devam et adam yoksa bana da yap çok da tın. *
-kaset devrinde arkadaşlardan ödünç aldığım kasetleri kopyalayıp içlerini açıp orjinalleriyle değiştirirdim
-anane sana horoz kesmişler o bulaştı diye yutturduğum kendi kanımdı,herşey ampulün içindeki tele dokunabilmek içindi
-baba ehliyet kursuna gitmiş izlenimi vermek için dolaba saklanmışlığım var
itiraf ediyorum;
iki ismim var, soyadım da kısa sayılmaz. üniversiteye hazırlanırken dershanedeki deneme sınavlarında, ben ismimi yazıp kodlayana kadar millet çoktan iki soru çözmüş olurdu. sinir olurdum, niye benim de "ali şen" gibi bir ismim yok diye. en sonunda canıma tak etti, cevap kağıdının isim kısmına futbolcu isimleri yazmaya başladım. ilk zamanlar problem çıkmadı. listeler asıldığında öğrenciler arasında dennis bergkamp, davor şuker gibi isimleri görmek çok keyifli oluyordu, ta ki hocanın "isimlerinizi doğru düzgün yazın yoksa ben bulacağım" uyarısına kadar.
itiraf ediyorum I. piknik zirvesinden sonra dönüş yolundaki muhteşem muhtar oyununda vapur ahalisi bizi izlerken karaya yaklaşmamıza yakın, oyunun cıvımasıyla gözlerimi kapatmıyıp audrey'in katil olduğunu gördüm
oyun içerisinde audrey'le iddaa'ya girip kazandım bile, o kadar yani ***
itiraf ediyorum.
sözlüğe ilk geldiğimde gizemli yazarın, online olmadan sözlükte dolaşan yazarların olduğunu sanıyordum ve "allah'ım sisteme bak ne kadar gelişmiş, online olmadan yazarları tanıyor" dedim. işin aslını öğrendiğimde çok güldüm ve bunu itiraf etmem gerektiğini düşündüm.
msn yi ilk kullandığımda msn listemdeki bazı isimlerin yanındaki dışarda yazanları, gerçekten yurtdışında zannediyordum. aslında o özelliği kullananlar yurtdışındaki arkadaşlardı. denk gelmiş. benim yaşımdaki herkes bu mallığı yapabilirdi. tabi o sıralar türkiye de pek yaygın değildi msn.*