endişeli olduğum zamanlar herhangi bir kelimeyi sürekli içimden tekrarlayıp işaret parmağımla bacağıma, koltuğa vs. o kelimeyi yazmak. sürekli.. bu kelime herhangi bir kelime olabilir. o an aklıma ne takılırsa. bilinçsizce oluyor genelde. ehehe.
Kullandığım kalemlerin kapaklarını kapatmaya endekslemişim kendimi. kimin olursa olsun masada kapağı açık bir kalem görürsem eğer, yakınımsa bizzat kapatıyorum değil ise içimden küfredip kafamı başka yere vermeye çalışıyorum.
Ha bir de benim kalemimi kullanan biri eğer o kalemin kapağını kapatmıyorsa, aşırı gıcık oluyorum. Bu da benim hayatı yaşama tarzım işte, öyle saçma sapan.
yürürken parke taşlarının çizgilerine basmamaya özen gösteriyorum sırf bu yüzden yarım adım attığım bile oluyor. ama bir gün basmayı düşünüyorum bakalım kıyamet kopacakmı.
whatsapp'tan vs. birine bir ses kaydı, video falan yollamışsam o videoyu yollamadan önce ve yolladıktan sonra çok izliyorum. hele ki kendi ses kaydım, videom vs. ise böyle defalarca izliyorum/dinliyorum ne saçma ya. bazen kendimi bir başkasının yerine koyup o kaydı dinlemeye/izlemeye çalışıyorum hatta, iyice.
insanlar takıntılara ve takıntılı olanlara karşı hassastırlar, bu şekilde davranışta bulunanlara öncelikle "takıntı yapma" tarzı şeyler denilse de pek bir yardımın dokunmadığı söylenebilir.
Hal böyle olunca da insanların takıntılarını saklamak için bir çaba göstermesi doğaldır. "Nasıl olsa beni anlamayacaklar, en iyisi normal taklidi yapayım."
Özetle yukarda anlatılanlardaki gibi benim de Tuhaf takıntımlarımdan belki en önemlilerinden biri olan , başkalarının yanında normal görünüp görünmediğimi düşünüyor olmamdır herhalde.