bu gece balıklar ile konuşulmuş enteresan rüyalardır. lan aquaman değilim hatta filmi bile izlemedim hani etkilenmiş olayım da göreyim. malum yerler açıkta da kalmamış hayırdır inşallah..
Birkaç amerikalı kodoman ve conan o'brien ile kadinlar futbol turnuvasını stattan izliyorduk. Sonrasında avrupayı gezen eski almanca öğretmenim ve arkadaşlarımla karşılaşıp stat dışında beleş tepede oturup muhabbet ediyorduk.
En son gördüğüm rüya(lar) ; gündüz vakti yeşillik bir yerdeyiz. Sahildeki yeşil piknik alanları gibi yer. Gökyüzüne bakıyorum ve aniden bir patlama oluyor gökte. Meğer avcı takım yıldızı olarak bilinen kümede yer alan betelgeus yıldızı supernova patlaması yaşıyormuş. Ve o patlama dünyayı yok edecekti.
Ikıncı rüyam ise arabayla hızlı bir şekilde giderken bi göbekten döneyim dedim ve kanala uçtum. Yanımdaki ağır yaralandı. Ben ise " bu bir rüya ve birazdan uyanacağım" diye telkin verdim kendime. Ama uyanmadım ve kendimi tekrar o arabanın içinde hızla giderken buldum. Resmen inception yaşadım.
rüyamda yanlışlıkla 0.9 aldığım staedtler kalemi başka bir yerde 0.7 siyle değiştirmeye çalışıyordum. bu sırada kırtasiyeciyle fingirdedim. bu da böyle bi rüyamdı.
O kadar kadın cinayeti haberi ile uyuyup uyanıyoruz ki, bugün de gülistan doku için bir futbol sahasında eylem yaparken gördüm kendimi, sonra polisler bizi yakalamaya çalışırken 3 arkadaşımla gizlice bir eve girdik, arka sokaklar 1000.bölümü çekiyoruz sanki neyse uyandım sonra. Bu ülkede rüyalarımızda bile eylem yapıyoruz.
Çocukluğumun geçtiği mahalledeki bakkaldaydım. Çocuk değildim, şimdi ki yaşımdaydım. Çocukluğumda sevdiğim cipsleri, sakızları, atıştırmalıkları büyük bir mutlulukla seçip kasaya götürüyordum. O aldığım ürünlerin bazıları şuan üretilmiyor, onlarla karşılaşmamın verdiği heycanı da rüyamda yaşadım. ilginçti.
sene de bir veya iki defa askere gidiyorum tekrar. ulan her defasında da diyom lan ben askerliğimi yaptıydım diye, bir şekilde ikna ediyorlar, o kısmını hiç anlamadım.
Toplamda iki saat uyuduysam işte onda da çok kötü şeyler gördüm : oğlumun öğretmeni ve okuldan bir öğretmen daha evimize geliyor geçmiş olsuna. Çocuk hasta diye ben evde hiçbir işimi yapamamışım. Evin her yerine bakıyorlar. Ev başka bir ev yalnız. Buzdolabı tamtakır. "Çıkamadım evden bu yüzden" vs diyorum ama suratları asılmış. Sonra içimden diyorum migros'tan sipariş verdim gelecek (bu arada gerçekten bugüne sipariş verdim) hiç konuşmadan çekip gidiyorlar. oğlumu devlet bizden alacakmış.
Diğer rüyamda da: eşim, oğlum ve ben akşam vakti yolda yürüyoruz. Bir adam uzun namlulu bir silahla bir kadını boynundan tutmuş öldürmeye çalışıyor. Eşim hemen koşup silahla adamın karşısına geçiyor. Başka bir polis geliyor ve o da diğer taraftan aynı şeyi yapıyor. Adam onlara ateş etmeye başlıyor. Kadını kurtarıyorlar.
Rüyamda tanımadığım bir kızla bilmediğim bir mekanda oturuyorduk. Bir şeyler içecektik. Ben bir çay istedim o ise nilüfer çayı istedi.
Hayatımda nilüfer çayı diye bir şeyi ilk defa bu dün gece ki rüyamda duydum. Baktım az önce varmış gerçekten. Rüyamda gördüğüm renk bile gerçektekine benzer.
Kim bu karşımda nilüfer çayı isteyen kız ya. Bulsun beni.
Kahramanmaraş depreminden bir hafta önce çok korkunç bir rüya görmüştüm. Annemi görebilseniz de teyit ettirebilsem keşke. izmir'deydim ona anlatmıştım.
Rüyamda : büyük fabrikaların bacalarından simsiyah köpükler dökülüyordu ve nefes alan herkes yere düşüp ölmeye başlıyordu. Bir okula sığınmıştık. Gerçekten çok kötü hissettirmişti. Bu rüya yüzünden depremin istanbul'da olacağını düşünüyordum. Depremden bir gün öncede eşimle depremden sonra yaşarsak nerede kalacağımızı konuşmuştuk.
rüyamda tanımadığım bir kızla bilmediğim bir mekanda oturuyorduk. bir şeyler içecektik. ben bir çay istedim o ise nilüfer çayı istedi.
hayatımda nilüfer çayı diye bir şeyi ilk defa bu dün gece ki rüyamda duydum. baktım az önce varmış gerçekten. rüyamda gördüğüm renk bile gerçektekine benzer.
kim bu karşımda nilüfer çayı isteyen kız ya. bulsun beni.
inanırmısin ya bende bi benzerini gördüm.
Ama karşımda duruyordu mükemmel konuşuyordum hoşunada gitmişti sonrası.
Ardına bodrum tesis gibi Bi yerden kaçmaya çalışıyordum karıncalar ile işaret diliyle anlaşıyorduk ama kulakları tüylüydü nedense.
Balkon demirlerini silerken demirlerin sol tarafı koptu ve aşağı düşmeye başladım. Düşerken de "allah'ım ne olur canım yanmasın yere çakıldığımda" diye dua ettim. Düştükçe düştüm. Korkudan gözlerimi hiç açamadım ama bembeyaz görüyordum gözlerim kapalıyken. Sonra birden içimi garip bir huzur ve sevinç kapladı. Yükselmeye başladım yavaş yavaş bulutların arasında
Bekleme salonunda iki tane beşar Esad oturuyor. Biri dublörü biri kendisi.
Sonra havalimanında çalışan bal rengi gözlü uzun boylu Fatmanur adlı bir kızla konuşuyorum. Kız melek gibi güzel. Aşık oluyorum. O da bana aşık oluyor. Evlenmeye karar veriyoruz.
Bundan sonraki hayatımı Suriye'de geçirmeye karar veriyorum.
Diyorum ki savaş bitmiş, buranın suriyelileri en azından sekülerler. Bize benziyorlar. Hem burada daha az suriyeli var.
Kızla alkol içip seviştikten sonra birbirimize sarılıp uyumuştuk.
Sabah uyandığımda kendimi terk edilmiş bir evde, ayağımdan zincirli şekilde bulmuştum.
Akabinde kargaburun maskeli bir adam, elektrikli testereyle üzerime doğru geliyordu...
