Insanın yüzünde tebessüm bırakan anılardır. Kimisi basittir Sait Faik in öyküleri gibi sonunun önemi olmayan hikayelerdir.
Hatırlandıkça insana huzur verir.
Bir koku, bir ses, bir görüntü tekrar filmin seyredilmesini sağlar. Bazen de öyle bir tetikleyici olmadan üstünde ki tozu silkeler çıkıverir ortaya.
birgün kardeşimle oyun oynarken nasıl oldu, niye oldu hiç anlamadan ölümüde kavga etmeye başladık ama öyle böyle değil. bir de bizde huydur birine vurduysan kan çıkmadan bırkılmaz. neyse işte annem sesleri duydu güya ayıracak. biz öyle kaptırmışız ki annemi bile duymuyoruz. sonra baktım annem gitti saniyeler içinde elinde kocaman bir oklavayla üzerimize doğru gelmeye başladı. tabi biz çil yavrusu gibi dağıldık. ben direk dışarı çıkıp evin bahçesine gittim, biraz bekledim. kardeşimin nereye gittiğini görmedim bile. neyse annemin sesi geliyo tabi hala duyuyorum nedesinizler, gelin bakıyım burayalar, oklavayı kafanızda kırıcamlar havada uçuşuyo... havda zaten kararmak üzereydi bir şekilde gizlice eve girerim diye odamın penceresine tırmanayım dedim. birde ne göreyim kardeşimde orda. tuttu elimi çıkmama yardım etti. sanki 5 dk önce kedi köpek olanlar biz değilmişiz gibi birbirimizde iyice sokulup saklanmaya çalıştık. derken bizim odanın ışığı yandı. biz hala pencerenin pervazındayız.(insan oturabilecek kadar geniş). ağzımızı kapattık ki ses çıkmasın ama kendimizi zor tutuyoruz gülmemek için.
sonra annem geldi perdeyi açtı. meger ışık açıldığında gölgemiz içeri vuruyormuş.bizi içeri aldı. hepimiz birbirimize bakıp kahkahalarlara boğulduk. kardeşimle de bir sonraki güne dek kavga etmedik.
Güzel mi yoksa garip mi bilemiyorum. nevsehir'de yaşadığım bir olay. Yazları giderdik sadece nevsehir'e. Oranın havası, topragı, dikenleri (!) oynamak için çok elverişliydi. He bir de tosbağamız vardı, bildiğimiz vosvos. Herneyse bir gün kardesimle evden biraz uzaklaştık. O zamanlar bölgeyi de pek bilmiyorduk. Birden 20 küsür çocuk etrafımızı sardı. "Aaaa" diyerek ayin yapiyorlardi sanki. Kendimi kızılderililer tarafından yakalanmış gibi hissediyordum. Ağlamaya başladık kardeşimle. Sonra içlerinden en buyüğü geldi ve bizi aralarına aldı. O günden itibaren bizde onlarla dosttuk. Bizi kolladılar, bizimle oynadılar. Hayatımda en çok arkadaş edindiğim gündü o gün. Arkadaşlık önemli şey.
ilk okulda daha 6. Sınıfta okurken, okuldan 15 kişi kaçıp internet kafeye gitmiştik. internet kafenin sahibi de bizim okul müdürünün yalakasıymış. Biz orda oturup oyun oynarken o müdüre haber vermiş. Tam oyunun ortasında internet kafeye müdür daldı. Sonra hepimizi aldı okula götürdü. Numara sırasına göre içeri çağırıp dövmüştü hepimizi. Sonra bizde organize olup ailelerimizi çağırmıştık. Bir çingene vardı sınıfta, o da çağırmıştı akrabalarını. Çıkışta müdürü bıçaklamışlardı. Bu da böyle saçma bir anımdır.
2014 yılının tamamı. Aşkı yaşadım, sevişmeyi, sevilmeyi hissettim. Mükemmeldi hayalden öte. Bana sarılıyordu, beni öpüyordu. Mükemmel bir yıldı ve o yıl biter bitmez herşey çok değişti...