sözlüğe üye olurken şifremi ne yapsam diye uzun uzun düşünmüştüm. aklıma bir şifre gelmiyordu. en sonunda "12345 olsun" dedim. bu şifreyi hiç unutmamak için de bir kağıda yazdım fakat dün evdeki temizlik esnasında annem "12345 ne demek ya" deyip kağıdı çöpe atmış. bende, bir daha böyle bir olay yaşanmasın diye şifremi kağıda yazmak yerine bu başlığı açarak şifemi unutmamak için buraya yazdım. nasıl fikir ama..
bu onların son sır beyan edişleri, son öğretileri olacaktı...
uludağ sözlük gizli gizli yazarların hayatlarını ele geçirecek tüm bilgilere ulaşmak üzereydi...
bir sabah uyanıp gammaz olduğunu görenler...
evliliğe bakışı merak edilenler...
daha neler, neler...
tanım: istihbarat için kullanılacak olan şifrelerin çaktırılmadan öğrenilmeye çalışılışı.
2000 yilinda turkcell'in sayfasindan hat bilgilerimi kontrol edebilme amacli aldigim super sifresi vardi. aha o sifredir sozluk, bankamatik, mail sifrem. cok matah bir hikaye de degil ama olsun yazayim dedim.
sifrenin ne oldugunu demediginiz veya milletin tahmin edebilecegi sekilde anlatmadigini surece, anlatmanin/yazmanin sorun olmadigi hikayelerdir.
günlerden bir gün üniversite kayıt yenileme olayımı kontrol etmek üzere otomasyon sayfama girmeye çalışmamla başladı herşey. şifremin yanlış olduğunu söylüyordu sistem bana ısrarla. tabi ki yanılmıyordum ama bu işte bir iş vardı. ertesi gün ders için okula gittim. her gören danışman hocamın asistanının beni aradığını söylüyordu. kapısına ilan falan asmış, uğra yanıma diye. gittim. dedi ki şifreni ben değiştirdim. sisteme girmeni engelledim. sebep dedim. bir ders fazladan almışım, kendisi sileceğini sölemişti ama unutmuş, suçlusu ben oldum tabi. neyse anlaştık bir şekilde. tatlıya bağladık olayı. sıra geldi yeni şifremi öğrenmeye. ne olduğunu söyleyemiyorum tabi sözlük şifremde olduğu için ama biraz tehdit içerikli bir şifre olduğunu söylemeden edemeyeceğim. *
geçen gün yine sevişiyorum, tam o esnada yan taraftaki arkadaş, "en sevdiğin sayı kaç" dedi. "sen nerden çıktın lan zikik" dedim doğal olarak. meğerse grup yapıyormuşuz, ben farkında değilmişim. sözümü geri aldım hemen. bi daha sordu; "en sevdiğin sayı kaç" diye. "5432168419" dedim. hiç kimsede sevişme isteği falan kalmadı. kötü oldu haliyle...
sene 2005-2006 öğretim dönemi. o zamanlar lise 2'deyim. bizim sınıfta mehmetcan diye bir arkadaş vardı. tam bir sagocu'ydu. o çocukla muhabbetimiz diğerlerine göre daha iyiydi. 2006'ya girmeden önceki son cuma günü bana bir cd vermişti. al dedi sagopa ceza'ya diss atmış, yeni çıktı dinle dedi. ne, neden, nasıl soruları kafamda uçuşurken okul çıkışı hemen eve geldim taktım playera. dissin son parçası olarak toplamam yerde kalır kırıntın adlı dehşet bir çalışma vardı. onu dinlerken bir kelimeyi çok sevdim. o kelimeyi de o zamandan beri her yerde şifre olarak kullanıyorum.