sözel öğrencisi aptal değildir çünkü önümüzde çoklu zeka kuramı diye bir gerçek bulunmaktadır. lakin sözel seçersem arkamdan aptal derler diye sayısala gidip hayatını karartan insan çok net aptaldır.
türklerin en büyük yanlışlarından olup herkesin sayısalcı olmasına sebep olmuş saçma düşüncedir. sözelci matematik yapamayabilir; "hacı bunun kafa matematiğe basmıyo ahuauha" denebilir. fakat bir sayısalcı da sözelci kadar iyi yorumlayamaz, düşünemez. sözelci daha sanatsal adamdır, sayısalcı tematiktir, sistematiktir.
zekilerde vardır aralarında. belki toplasan bir elin parmak sayısını geçmeyecek nüfustadırlar fakat varlardır, oralarda bir yerlerde, keşfedilmeyi beklerler. zekilikten kastım genel kültür, bilgi, deneyim, mantıklılık. bir çok sayısal öğrencisinden daha güzel cümle kurabilip karşı tarafı etkileyebilme kabiliyetine sahip, ender şahıslardır. işte bu tipleri de sayısal bölümünde bulamazsın. öpüp başa koyulası cinslerdendir. bu yobazlıkta ülkemizin asıl böyle bilinçli kişilere ihtiyacı vardır. fen, ilim bir yana, önce cahiliyetten ve yobazlıktan kurtulmak gerekir. bunu da dışladığınız sosyal bölümündeki 'bir elin parmak sayısını geçmeyecek' çoğunluktaki aydın sosyalciler yapabilir.
Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak bir düşüncedir. Türkiye'ye özgü düşüncenin temelinde sosyal bilimlerin bilimden sayılmayacağı öngörüsü yatar ki cehaletin su yüzüne çıktığının kanıtıdır. Bir ülkenin kültürel kodlarını oluşturan birçok unsur sanatın aynı zamanda bilimin alanına girer. Örneğin Klasik dönem Türk şiiri edebiyatın, dolayısıyla sanat ve bilimin kapsamındadır. Ulusun kültürünü oluşturan unsurların incelenmesi, bu konuda makaleler, inceleme yazıları yazılması gibi etkinlikler sadece Türkiye'de yapılmaz. Dünyanın her yerinde vardır. Modern sanat bir anlamda altyapının üzerinde şekillenmek durumundadır. Bunlar okutulmalı ve incelenmelidir. Bu anlayışla bakanlar sanatın ya da kültürün de bir toplumu ileriye götürmeyeceğine inanırlar.
Sosyal bilimler teknolojik gelişimin önünü açmaz. Ama teknolojinin öngördüğü yaşamı ve bu yaşamın insanlar üzerindeki etkisini inceleyebilir. Gelişen teknolojiyle birlikte tüketim anlayışının değişimini ele alabilir örneğin. Bütün bunlar insanların değiştirmek zorunda kaldıkları - farkına varmadan tabi - yaşamlarını tekrar ele alma, toplumu tekrar düzenleme fırsatları doğurur. Bunları anlamak için bilim ve ayrılmaz parçası kültürün ne olduğunun farkına varmak gerekir.
Bütün bunları batı yapmıştır ve yapmaktadır. Bu, matematikle ya da fenle uğraşmamayı gerektirmez. Bu basit mantığı kuramamak da matematiksel zekadan nasibini almamak demektir ne yazık ki!
eski bir matematik hocam derdi ki;
"sözeli iyi olmayanın sayısalı da iyi olmaz. çünkü, sayısal sorularını anlamak içinde kendi dilini iyi bilmen gerekir. dilini iyi bilip, soruları anlayamayandan sayısal öğrencisi olmaz."