ikinci Dünya Savaşı sırasında bir kilisede rahip olarak görev yapan Pastör Nie Moeller şunları yazdı bir gece bütün olanlardan sonra:
Önce Yahudiler için geldiler
Sesimi çıkarmadım –
Çünkü ben Yahudi değildim
Sonra komünistler için geldiler
Sesimi çıkarmadım –
Çünkü ben komünist değildim
Sonra sendikacılar için geldiler
Sesimi çıkarmadım –
Çünkü ben sendikacı değildim
Sonra benim için geldiler
Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı...
başladığında bitmişti o hikaye aslında. keşke'ler, belki'ler kalbin aldatmacasıydı kendini sadece. bir daha gelinse dünyaya yeniden yaşamak istermiydi "o"nu... başka bir hayatta, başka bir zamanda... kimbilir...
Bir yarıp açan yüreğini, kasırgalar çıkacak içinden; bir ah etsen boranlar kopacak. Ama kimseler duymayacak, hiçbir tesiri olmayacak, sadece pişman olacaksın, daha çok ve daha çok.
N'apacakın? Susarsın. Bağırırsan yenerler. Ama susan birini yenmek, güçtür.
Söylenecek çok şeyin olması değildir önemli olan, muhatabınız ne kadarını anlayabilecektir, algı seviyesi nedir, işte mesele olan bunlardır.
umutsuz vak'a ise susmak en iyisidir...
Susmak ve arkanızı dönmek...
Söyleyecek çok şey varken susup içine atmak : içinizde bir patlama anlık sinir boşalmaları gibi bir çok şeye sebep olabilir. Yapmayınız yapanları uyarınız.
Yilmisligin sonucudur. Sizi anlayabilecek, saygili insanlarla konusmaniz onerilir. Her konu herkesle konusulmaz, konusmaya kalkarsaniz soylecek cok seyiniz varken susmak zorunda kalirsiniz, normaldir.
içten patlamalı orospulara has olan karakter özelliğidir. orospunun aslında söyleyecek çok şeyden kastı,
yine orospuluğa çıkacağı için söylemez siktir olur gider.
sinsi fahişe söylemek istediğini bile söylemiyor, master orospu! nasıl bir kahpeleşmiş beyin yapısı var ise nefretin de bile samimi olamıyor.