rızık allah tan garantidir. vakti zamanında birisi rızık allahtandır ben sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar camide namaz kılıp, ibadet edip rızkımın gelmesini bekleyeceğim der niyetlenir ve camiye girer. 1gün geçer, 2 gün geçer, 3 gün geçer, adam çok acıkmıştır. sabreder, rızık allahtandır der beklemeye devam eder. ne gelen vardır, ne giden. sabırla ibadetine devam eder. sonraki gün camide birisi mevlüt verir, yemekler dağıtılır, güzel kokular heryere dağılır ve adam işte der, rızkım ayağıma geldi. hiç istifini bozmaz, beklemeye devam eder. bizimkine ne yemek getiren vardır ne de aç mı değil mi soran. mevlüt sahibi sağda solda yemek almayan birisi var mı diye gezerken bizimkisi farkedileceğini düşünür ama mevlüt sahibi adamı görmez, geçer gider.. adam bir köşeye çekilir beklemeye devam eder, bitap düşmüştür, dayanamaz, kendini farkettirmek için öksürür. böylece bizimkini farkeden mevlüt sahibi ona da yemek getirir, adam yemeğini yemiş karnını doyurmuştur. sonra der ki rızık için en azından öksürmek lazımmış.
tabi ki allah verir. bir düşün denizde yüzen balık yakalanıyor sonrada bir şekilde senin sofrana geliyor ve yiyorsun bu rızkı veren elbette yüce rabbimizdir. ya da yerini bile bilmediğin bir anadolu kasabasından gelen çilekler veya elmalar senin boğazına giriyor. işte bunlar rızıktır.
Şirke sebebiyet veren sorudur, vesveseden hasıl olur.
Allah, maişet ve rızık hususunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Nasipleri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede, yanlarında çalıştırdıkları köle ve hizmetçilere vermezler. O hâlde nasıl olur da Allah’ın nimetini, Allah’ın kendilerinin üzerindeki hakkını bile bile inkâr ederler?
(Nahl 16/71)
Önce şunu sormalı kişi kendine, Allah'ın koymuş olduğu kurallara ne kadar uyuyorum?
Garibanı gözetiyor, yetimi sevindiriyor muyum?
Bunu her bireye gözetirse ortada yoksulluk fakirlik hasıl olmaz.
Bunun için ise önce dünya sevgisinden vazgeçmeli insan, kalıcı olmayacağını bilmeli ve bu niyet ile amel etmeli..
Cenabı hakk, insanları yaratmadan evvel rızıklarını yaratmıştır. Taksimata (paylaştırma) gelince: bu herkesin durumuna konumuna gayretine ilmine ve muhakkak ilahi programa (kader) göre çeşitlilik arzeder. Kısaca Rızıklar 2 türlüdür. Allahın taktir ettiği lokması ve kendi say'ü gayretiyle elde ettiği malı nimet ve refahı. Neticede hepsini veren yine allahu tealadır (c.c.) fakat helalden isteyene helal, haram yollara sapana haramdan gelir. Harama tevessül ise müslümanı helalden mahrum bırakır. Konu uzun olduğu için fazla yer işgal etmemek adına değişik kaynakların linklerini aşağıya bırakıyorum. ilmi Nasibi (rızkı) olan bi zahmet buyursun okusun. Zira zahmet olmadan rahmet olmaz..
--spoiler--
insanların zihnini, elde edememe veya kâfî gelmeme endîşesine sürükleyen ve son derece meşgûl eden mes’elelerin başlıcalarından biri de “rızık”dır ki, dilimizde “nasîb, kısmet ve dünyâlık” diye de ifâde edilir.
Rızık, kader programının ağırlık merkezini teşkil eder. Rızık, insanın ana karnında teşekkülü ile başlar, kader sicilindeki kayıtlara uygun olarak ecele kadar devam eder. Ecel, bir mânâda dünyâya âid rızkın bitim noktasıdır.
Rızık, bütün mahlûkat için ezelde takdîr olunmuştur. Artmaz ve eksilmez. Sebeplere tevessül ise, rızka sebep olarak takdîr olunduğu kadar netice verir.
Dolayısıyla bütün mahlûkâtın rızkı Allâh’a âiddir. Âyet-i kerîmede buyurulur:
“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca AIlâh’ın üzerinedir.” (Hûd, 6)
rızık nedir ya? adamın birisi açlıktan ölüyor, diğeri de çok zengin. sonra diyor ki; zengin fakiri görsün de elindekinin kıymetini bilsin. la öbürü ölüyor ölüyor. o da şükretsin, diyor ki cennetimde mükafatını vereceğim. benim bu dünyada başıma gelmeyen kalmayacak sonra cennette hurma yicem, o hurmayı bir başkadır’da fatih artmanın yediği gibi yerim lan.
hiç düşündünüz mü mahallenizde aç gezen var mı diye bik bikleyenlere söylüyorum. ulan 3 kuruş para kazanıyoruz bir de gidip aç mı doyuracağız? aç insan varsa devlet baksın. devletin bakmadığına ben nasıl bakayım? şurada kaç kişi yoksulluk sınırını geçiyor da bir de başkasının yoksulluğunu düşünecek? gerçekleri görmez ve şükür etmeye devam ederseniz kimse yoksulluktan kurtulamaz. rızkı devlet verir. şükredene az verir, şükretmeyene, hesap sorana çok verir. aç insan varsa bunun sorumlusu komşuları değil devlettir.