rıza nur

    115.
  1. Rıza nur'un hayat ve hatıratım adlı eserinden alıntılar ruh sağlığını net şekilde ortaya koymaktadır.
    Yobaz ahlakına göre normal olabilir tabii.

    --spoiler--
    “karımdan şu mektubu aldım: ‘ben burada kendime bir hayat arkadaşı buldum. bunu başkasından duyarak üzülmene imkân bırakmıyorum.’ namussuz karı! sonunda bana boynuz da taktı:(s.l785).galiba bu işte m.kemal’in ve ismet’in (inönü) de parmağı var.(s. 1786)”

    “(karımın) ahlakı da bozuldu. evdeki kızları benden gizli çırılçıplak soyuyor, dans ettiriyor, (s.1346)”

    “bir rus doktor, zampara mı zampara; karının sözüne göre de bizim karıya da sataşmış, (s. 1410)”

    “yataktan fırladım. adam da derhal kaçtı. baktım ki donum kesilmiş. artık uyuyamadım, (s.78)”

    “yaşlı adam tabancasını çekti ve bana: ‘(donunu)çöz, yoksa öldürürüm’ dedi... boğuşma başladı... nihayet bayılıp kalmışım... gözümü açtığım vakit yanımda kimse yoktu, (s.84)”

    “bu çocuğu (harbiyeli) herkesten ziyade sevmeye başladım... görmesem aklımdan hiç çıkmıyor, görsem yüzüme bakmıyor, içimde heyecan duyuyordum... anladım ki bu çocuğa âşık olmuşum... böyle bir aşkın sonu livata (sapık cinsel ilişki) demektir. (s.22)”

    “kadın, erkekten aşağı bir mahlûktur, (s. 1530)”

    “arnavutları isyana teşvik ettiğimi ben kendi elimle yazdım. bu kusur değil, iftiharım sebebidir. bana büyük şereftir (s. 1305)”

    “ahlak ve temiz adetler ve faziletlerin bir kısmı kendiliğinden gitti, bir kısmını da bilerek ben terke mecbur oldum. yalan da söyledim, (s. 105)”(38)
    --spoiler--
    12 ...
  2. 1.
  3. Rıza Nur 1879 yılında Sinop'ta doğdu. ilköğrenimini Sinop'ta yaptıktan sonra istanbul'a gelerek Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi'ne girdi. Sonra Tıbbiye idadisi'ni (Tıp Lisesi) ve Mekteb-i Tıbbiyei Şahane'yi (Askeri Tıp Okulu) tabip yüzbaşı olarak bitirdi. 1901 yılında Gülhane hastanesinde (Askeri Tıp Akademisi) staj yaparken çalışkanlığı ile Alman hocaların ilgisini çekti ve orada asistan oldu.

    Önce Prof. Dr. Deike Paşa'nın yanında çalıştı, sonra cerrahi kısmına geçti. Prof. Dr. Wietin Paşa'nın yanında çalışarak operatör oldu. Bu arada fenni sünnet usul ve aletlerini anlatan özgün bir kitap yazdı. Önce padişaha sunulan kitap sonra yayımlandı ve Prof. Wieting tarafından bir kısmı Almanca'ya çevrildi. 1903'te Rumeli Zibefçe gümrük kapısına bakteriyolog atanan Dr. Rıza Nur 1905'te Gülhane'ye yardımcı öğretmen, 1907'de Askeri Tıbbiye'ye cerrahi hocası oldu. Meşrutiyet'in ilanından sonra yapılan seçimlerde Sinop'tan milletvekili seçilerek Meclis'e girdi. 1908 yılında Birinci icra Vekilleri Heyetinde Maarif vekiliydi.

    1920'de Sovyetler'le dostluk ve yardım antlaşması yapmak üzere Moskova'ya gönderilen heyete delege olarak katıldı. Cumhuriyet'in ilanına kadar bütün hükümetlerde Sıhhiye vekili olarak görev aldı. Lozan Konferansı'na ikinci delege olarak katıldı. ikinci dönemde yeniden Sinop milletvekili olarak Meclis'te yer aldı. 14 cilt tutan Türk Tarihi'ni bu sıralarda yazdı. 1926'da Sinop'ta bir kütüphane kurarak, gelir kaynakları ile birlikte maarife vakfetti. Dr. Rıza Nur 1942 yılında istanbul'da öldü.

    *
    9 ...
  4. 6.
  5. 12 ciltlik "turk tarihi", 8 ciltlik "turk birlik revusu", 6000 misralik deneme "oguz kagan destani" ve 4 ciltlik "hayat ve hatiram" isimli eserleri bulunan yazar ve sairdir.
    7 ...
  6. 184.
  7. atatürk'ü kötülediği hayat ve hatıratım adlı zırvada laiklik ve saltanatın kaldırılması gibi yobazların pek sevmediği cumhuriyet kazanımlarını kendisine mal etmiş:

    --spoiler--
    [Mustafa Kemal] devleti laik yapmakla iftihar ediyor. Bu kelimenin anlamını değil kelimeyi bile bilmezdi. Bunu '1 Kasım Kararı' denilen takririmle ben yaptım."
    -spoiler--

    ahahah ya buyrun yobazcıklar. laikliği türkiye'ye çok sevdiğiniz rıza nur getirmiş. madem bu şarlatanın yazdıklarına kayıtsız şartsız inanıyorsunuz neden çok sevdiğiniz bu deli gibi laikliğe sahip çıkmıyorsunuz?
    8 ...
  8. 4.
  9. lozan hatıraları adlı kitabında gayet ağır bir dil kullanmış, kitapta ismet paşa'ya vermiş veriştirmiş ve hiç bir iş yapmamaış bütün işleri yapmış gibi göstermek gayesinde, ismet paşa'nın yapamadıklarını ve yapmadıklarını boyuna anlatmış yazar. kendisini radikal nasyonalist olarak nitelendiren bu zat, kitabında çokcana fransızca'dan dönme kelimeler kullanmış zira türk tezini de ölesiye savunma neticesinde büyük işler başarmıştır. Neticede tarih affetmez, atatürk üzerinden en çirkin iftiraları atarak ve paris'e kaçıp orada doktorluk yaparak bu türkçü zihniyet gözlerden düşmüştür.
    7 ...
  10. 26.
  11. ulu öndere ettiği hakaretamiz cümlelere rağmen ulu önder tarafından hoşgörülen ittihatçı enver yalakası 1. dönem mebusudur.
    6 ...
  12. 2.
  13. lozanda kendisine ermenilerin de toplantılara katılmasını istediğini söyleyen başkana irlandalılar da katılırlarsa bunun mümkün olabileceğini söyleyen yurtsever...
    7 ...
  14. 11.
  15. anıları, baştan sona atatürk ve devrimlerine küfürlerle dolu olduğu için atatürk'e hakareti demokratiklik sananlarca üzerine toz kondurulmaz. kitaplarında atatürk'e abdoş'un mustafa olarak hitap eder. dört ciltlik anılarının telif hakkını nihal atsız satın almıştır. bu anıları ülkü ocaklarında bir başucu eseri itibarı görür ve rıza nur büyük türkçü olarak görülür. lozan'da ismet paşa'nın yanındaki ikinci delege olan bu büyük türkçü(!) anılarında da yazdığı gibi lozan konferansında ingilizlere şu öneride bulunmuştur: "biz rus'a karşı sizin için savunma siperi oluruz. ırak'ta para harcayacağınıza biz size parasız jandarmalık ederiz."

    kitapları, başıma bir iş gelmeyecekse atatürk'ü sevmiyorum, keşke ingiliz mandası olsaydı zihniyetinin risale-i nur'dan sonra en önemli zihin projelendirme ürünlerindendir.
    8 ...
  16. 27.
  17. Hem Osmanlı hem TBMM de mebusluk yapmış muhalif milletvekili. Nutuk ve Karabekirin hatıratları okunduktan sonra hatıratının sansürsüz olanını (satışı yasaktır) okumak ve dönemin diğer tüm hatıratları ile karşılaştırıp bir kanıya sahip olmak gerekir. Atatürk hakkında ağır ifadeler kullanmasının ana sebebi Nutuk'un sonlarına doğru Atatürkün kendisi hakkında "biz bu arkadaşı milliyetçi bilirdik meğerse ittihad ve Terakki zamanında Arnavutları isyana teşvik etmiş" demesidir. Bu ifade Rıza Nuru çok kızdırmıştır. Arnavutluk meselesi ile iftihar ettiğini, Arnavutların da o zamanlar Osmanlı tebaası olduğunu ve zalim ittihad hükümetinini düşürmek için yaptığı bu işi daha önceden kendi kitaplarında (Hürriyet ve itilafın içyüzü) övünerek yazdığını, bunun da Atatürk ve herkes tarafından bilindiğini söylemektedir. Atatürke kızgınlığı burdandır, yoksa hatıratında Atatürkü öven kısımlar da bulunur ve hatta bu yüzden Topal Osman'ın Çankaya baskınından kendisini nasıl kurtardığını da anlatır. Düşmanlığı siyasi dargınlıktan ibarettir.
    Hatıratı o dönemdeki diğer tüm hatıratlar gibi yakın tarihimizin bir dönemine ışık tutmaktadır. Tüm kaynaklar gibi tarafsız gözle okunup yazan hakında olumlu veya olumsuz kanaate varmak okuyucunun bilgi birikimine kalmıştır.
    Bana tutarsız gelen bir tarafı şudur ki hatıratında ilk ciltte iki yerde "geceleri beyoğlunda bir mason locasında yaptığımız ictimalarda" diye başlayan birşeyler yazmıştır. Ama 1940 lı yıllarda Vala Nureddin ile karşılıklı atışırken "ben hiç bir zaman mason olmadım" (siyasi risaleler ya da Cemiyet'i Hafiye kitaplarından birinin sonlarına doğru) gibi bir ifade kullanmıştır. Tarihe daha meraklı olanlar bu tarafını araştırabilirler. Kendisi de önce Abdülhamid'e karşı ittihatçı iken daha sonra da Abdülhamidi devirirken yardım ettiği ittihatçıların dış bağlantılarını görünce bunlara karşı Ahrarcı, Hürriyet ve itilafçı olarak mücadele etmiştir. Lozan'a gider iken Rauf Bey Abaza olduğu için Atatürk'e "paşa, türkün işini görecek Türk kalmadı mı ki bu işi bir abaza yapacak" demiş, Atatürk'te cevaben "haklısın o zaman ismet'i gönderelim diye ismet Paşayı murahhas yapmıştır. Lozana giden ikinci murahhas da kendisidir. (Burda hala Atatürk'le kankadırlar, buna dikkat) "Lozan'da ismet'in kürt olduğunu öğrendiğimde bana inme iniyordu, meğer abayı çıkarttırıp yerine kürt koymuşuz" gibi birşeyler anlatır. Hatıratı vasiyetine uygun olarak ölümünden 25 yıl sonra, 1967 de yayınlanmıştır. Bugün yaşanan pek çok güncel meselelenin kökleri burda mevcuttur. Kanımca Yavuz Turgul tarzı eğlenceli bir üslubu vardır. Lozan'da buruyla oynayıp hap yapan Pazarola Hasan kısmı favorimdir.
    5 ...
  18. 5.
  19. en komik iddiası da "hayat ve hatıralarım" kitabında atatürk'e, karısını kaybetmiş olmanın bunalımında tutarsız ve çelişkili itraflar atarken yanına da "bütün inkılapları ben bulmuştum mustafa kemal benden aşırdı" demesidir.
    bi de bu insanı okuyunda gerçekleri görün diye tavsiye ederler, gerçekten bu daha da komik.
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük