Artık yaşlandı bu adam da. Kendi çapında spor siyaseti birleştirip FB nın içinden geçmeye çalışıyor . Bu yüzden de artık eskisi gibi sevilmiyor . Adam sene başlamadan 3 lü sisteme laf etti sonra sorun sistemde değil diyor . Kırk defa 3lü sistem oynayamaz diyip de sonra böyle tuhaf şeyler yapması ... Habire FB yi ve yönetimi doğrudan dolaylı eleştirip , oyuncuları değersizleştirip kamuoyunda FB ye yönelik bir olumsuz kampanyanın baş çekeni oluyor.
"Aklıma Galatasaray'ın 4 yıl üst üste şampiyon olduğu dönem geliyor! Fenerbahçe'nin oyunu da ona benziyor. En önemli özellikleri neydi? Topa basıp, çabuk kazanıyorlardı. Fenerbahçe mental olarak ve fiziksel olarak futbolcularını inandırmış. irfan'ı, Tadic'i, Szymanski'yi inandırmış hoca. iyi futbolu kim iyi oynarsa keyif alıyorum ben. Fenerbahçe zaten 4-3-3'ü 4-1-4-1 gibi oynayan bir takım." ifadelerini kullandı.
Bu adamın ismini duyunca neden ise aklıma ilk gelen şey yağdanlık-kırkpınar da güreşçileri yağlayanlar oluyor.
Spor adamından çok Kırkpınar güreşlerinde güreşçileri yağlayan kişi aklıma geliyor.
Ben varım, sen de var mısın cazgırlığını (salavatçı da denir. Kırkpınar'da güreşçileri anons diyelim basitçe) seçimlerde yapması ve ilk defa sporun içine ne kadar edildiğini bize gösterdiği için bu kişinin sporcu spor adamlığı kimliği bana Kırkpınar da güreşçileri yağlayan cazgırlık yapanları hatırlatıyor.
Unutmadan...
Anlama özürlü biri yukarıda yazılanları hakaret olarak görürse doğumda veya anne karnında gelişim aşamasında yaşanan olumsuzluklar ya da sonradan yaşanan bir travma vb nedenlerle nörolojik açıdan embesilite seviyesinde zekâsı var demektir veya cahildir.
Öyle ya...
Yapılan benzetmeler de verilen örneklerde Kırkpınar da cazgırlık veya güreşçileri yağlayan insanlar ne utanılacak insandır, ne de utanç duyulacak iş yapıyorlar.
Bunun için biri çıkıp embesilce "bono hokorot Otto" veya "bo hokorot domoktor" demesin.
Kapiş?