abi ehliyet, ruhsat, k belgesi bu ama src yok.
yaaa selim senin d.şşağını yesinler src kim. onda sıkıntı yok ama tonajdan yazıcaz belli fazlası var arabada.
abi tonajda fazla gelen benim sadece arabada gözünü seveyim 60 kilo için ceza mı kesilir
selim niye ezilen hep biz oluyoruz niye.... (sözünü kestim)
abi ne yapabiliriz?
selim ben sana uyarı cezası keseyim diyeceğim de elimde makbuzum kalmadı 92 lira o ceza da..
tamam abi ben vereyim sana 92 lirayı sonra keser atarsın sen bana vereceğin kısmı?
bu seferlik öyle olsun bakalım ama git arabanda ruhsatın içine koy parayı.
ulan cepte yüzlük yoktu ikiyüz koymak durumunda kaldım. rüşvetin de para üstü mü olur amk deyip sesimi etmedim fakat sonra eşşek anırması gibi bir ses çıktı içimden birkaç saat boyunca. ulan yüz liraya bağladığım şeye iki yüz lira verdim beni öpün arkadaş yine kendime sinirlendim bak.
ne yani şimdi bütün profesorler, bütün belediye başkanları, bütün milletvekilleri, bütün doktorlar, hatta bütün pezevenkler sütten çıkmış ak kaşıkdır da bi trafik polisleri mi rüşvet almaktadır ?
her meslek grubunda çürük elmalar çıkabilir. ama bu sebebten koca bir teşlilat zan altında bırakılamaz, yaftalanamaz.
rüşvet veren vatandaşlar oldukça varlıklarını sürdürecektir bu şahıslar.. hadi bakalım cezalık bi durum olduğunda herkes direk ceza makbuzunu istesin de bakalım hangi polisler rüşvet isteyebilecek!!
bugün tramvayda * sohbet eden sivil giyimli iki polis memurunun sohbetine kulak misafiri oldum. biri "yunus" tabir edilen kısımdan trafik kısmına geçmiş buna üzülüyordu. diğeri zaten trafikçiymiş arkadaşını teselli ediyordu. kulağıma çarpan bazı cümleleri:
-üzülme trafik daha rahat.
-vakıf'la anlaşıp * araç başına 50 kağıt alırsın.
-o parayı sike sike verirler. aracı çekmektense parayı alıp bırakırsınız.
diğeri bu duyduklarından sonra epey bi keyiflendi. araç başına 50 kağıdı düşünüp:
-oohooo desene maaşı hiç çekmem. olduğu gibi dursun bankada.
ben de midemde hafif bir bulantıyla inmek üzere kapıya doğru ilerledim.
allah korkusu olan polis türüdür.ahiret korkusu yaşadığından eli harama gitmeyendir veya paraya pula ihtiyacı olmayan bu işi hobi olarak yapan zengin polis türüdür.böylesi varmıdır düşünülesidir...
teyzemin denk geldigi polistir. kendisini durduran polise ruhsat arasinda vermistir parayi, polis parayi gorunce, "nbu ne curret hanimefendi, lutfen alin bu parayi" demistir. biraz catlak bir kadin olan teyzem ise "helal olsun memur bey, ne kadar durustsunuz" der, ve cuzdanindan daha cok para cikartir ve uzatir, "sizin gibi durust memurlar odullendirilmeli, lutfen bunu kabul edin" der.
polis neye ugrasigini sasirir, devam et der ve parayi almaz.
bu milletin içinden pek az çıkan şahsiyetlerdir. rüşvet olarak şahsımdan tantuni isteyeni bile gördükten sonra söyleyecek söz bulamamaktayım.
alan-veren mevzuuna gelirsek; "ahlaksızlık" kişiye mahsus bir davranış tarzıdır ve genel olarak hafif düzeyde sirayet edenleri halk tarafından "ayıplanarak" karşılanır. yazılı bir cezaya dönüşen suç olması için ise ahlaksızlığın eyleme dönüşmesi gerekir. burada elbette rüşveti alan da ahlaksızdır veren de, ancak veren kişi ahlaksız bir davranış sergilerken, rüşveti alan polis hem ahlaksızlık yapmakta hem de görevi kötüye kullanarak ağır bir suç işlemektedir.
"e efendim o verdi biz de aldık" demekle, o da ahlaksız bu da ahlaksız savunmasına sığınarak olmuyor bu işler. rüşvet alan polisin cezai yaptırım uygulama zorunluluğu vardır. yani burada sorumluluk polistedir, vatandaşta değil! ceza uygulamayan polis ahlaksızca bir davranışın ötesinde aleni biçimde suç işlemektedir ve ceza alması gerekmektedir.
herşey bir yana, ülkemizde "rüşvet verilmesi"nden ziyade "rüşvet istenmekte"dir.
uzaydan değil bu milletin içinden gelen kişilerdir. Zaten rüşvet veren ile rüşvet alan arasında -zenci fıkrasında olduğu gibi- ince bir fark vardır. Şöyle ki, ilk zamanlar rüşvet veren tarafta olanlar "es kaza" rüşvet alacakları bir işe girerlerse inanılmaz bir süratle adaptasyon sağlarlar. Ner'deydi o idealist adam? n'oldu şimdi?
Demek ki bir veren var kardeşim. Sen rüşvet verecek kadar ahlaksız biri olabiliyorsan, bir başkası da rüşvet alacak kadar ahlaksız olabilir. (bir hak olarak değil bir suç olarak)
Nasıl idare edilmeyi hakediyorsanız öyle idare edilirsiniz. Müstehaktır size...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki tüm trafik polislerini kapsayan tanım. Ayrıca rüşvet teklif edersenizde gözaltına alınıyorsunuz. Başıma hiç gelmedi ama gözaltına alınmasada ekstradan 290 ytl daha yiyen arkadaşım var.
öncelikle: tdk ya göre
rüşvet:Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar (bkz: tdk)
yeni tck ya göre
tck madde 252. - (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
son olarak:
(bkz: trafik polisine rusvet verme taktikleri)
sonuç: şimdi yeni tck ya göre almak ve vermekte suç olduğuna göre yazacağı 100 ytllik ceza için 20 ytl rüşvet alan şerefsiz trafik polisi suçludur da 80 ytlyi ödemeyen nedir? kırmızıda geç, park edilmez yerlere park et, hız limitlerini aş, bu 80 ytlyi ödememek için taktikler geliştir sonra da trafik polisleri rüşvet alıyormuşta bık bık. sen 80 ytlyi ödeme sonrada rüşvet aldığı için arkadan küfret. sakın yanlış anlaşılmasın rüşveti haklı çıkarmak değil maksadım. rüşveti ekonomik şartlar da dahil hiçbirşey haklı çıkarmaz. ama kim -bana ceza makbuzumu ver- dedi de trafik polisi illa rüşvet istedi?? söyler misiniz??