21 şubat 2010 beşiktaş galatasaray maçı'nın son dakikasında beşiktaş'ın kullandığı serbest vuruş öncesinde çömelip dua eden rüştü reçber'in başına gelen durum. pozisyon ofsaytla sonuçlandığından yapacak bir şeyi kalmadı garibin. duayla falan olacak şey değil o rüştücüğüm, emek gerek, beceri gerek. ha sen illa allah'ı karıştıracaksan işin içine, tesadüfe aldığınız 1 puan için kurban kesip fakirlere zekat verebilirsin.
futbola dinsel öğeleri karıştırmanın anlamsızlığını, mantıksızlığını milyon kez kanıtlayan pozisyonlardan birini daha yaşayan rüştü'nün içine düşebileceği durum. allah futbol maçlarında duları kabul etseydi tüm maçların berabere bitmesi gerekmez miydi? (evet dediğinizi duyar gibiyim)
dua etmenin inancı yitirmeyle alakalı olduğunu sananlara şunu soruyorum inancını yitiren biri neden ellerini açıp dua etsin?
Ayrıca her dua kabul olucak diye de bir kaide yok islam'da.
maç bitmeden sonuç da belli olmayacağına göre, inancı yitirmemek asıl olandır.
ama sadece bir kere ceza sahasına gelip gol atan takımın taraftarının, rakibin tesadüfi puan aldığını iddia etmesi ise ayrı bir başlık konusudur.
ancak omurgasız bir insanın aklına düşebilecek komik tırıvırıdır.
inanan insan elbet dua edecektir. her dilenenin gerçekleştiği fantastik bir dünyayı da hiçbir inançlı istemez. aynı anda leo franco'da "ulan kontradan çaksak ya bi tane?" diyorsa dualar çakışır. ne olacak o zaman?
ps: düsseldorf köy hizmetlerini tutuyom, inanmıyom.