Rüzgarı seviyorum en çok
Çünkü bir rüzgar seviyor beni
Ensemden okşayıp
yanağımdan öpüp gidiyor
Ne zaman öpüceğini bilmeden
hep seviyorum rüzgarı
hep essin istiyorum bir rüzgar
Rüzgarı seviyorum en çok
Güneş açsa eriyorum
Yağmur yağsa ıslanıyorum
Rüzgarı seviyorum en çok
Ben en çok rüzgarı seviyorum ya
Sen rüzgarsın galiba
bir akşamüstü, yoğun bir günün sonunda, hele de yaz aylarındaysan, gelsin diye dua edeceğin şeydir. şöyle bir esse de, terlemiş saç diplerini serinletse diye onu beklersin sabırla. iş çıkışı eve gitmeden önce yaptığın 30 dakikalık kaçamağı onunla sevişerek geçirirsin. harikadır.
ne güzel bir dostmuş akşam rüzgarı. yumuşacık, serin elleriyle şefkatle okşuyor yüzümü, saçlarımı.. ne kadar güzel teskin ediyor; soru sormadan, yargılamadan, anlıyormuş gibi yapmadan.. ruhumla buluşuyor, onunla konuşuyor, serinletiyor ve geçiyor gidiyor bedenime ferah bir nefes bırakarak.
demir demirkandan dinlemeye zevk aldığım, beni derinlere götüren sözleri olan anlamlı sözcükler içeren şarkıdır.
gözlerim kapalı bu aydınlık niye?
kalbim dönüyor dünya gibi yine
bildiğim bilmediğimin içinde
anlamlı ama tarifsiz neden?
neden benden ağır bu beden?
anladım aslolan inanmak için görmek değil görmek için inanmakmış
masaldır. don kişot un aklını karıştıran şövalye hikayelerini gerçekleştimesine yardım eden en büyük güç belki bir tepeye çıkıp kollarını açmış küçük bir kız çocuğunun saçlarına saldıran kırlangıç ya da ''seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor...'' hecesiyle yapraklarını kopardığım papatya celladı ya da hangisi?
masaldır,ortasından esmeye başlayan rapunzel masalıdır.