rüzgar ve güneş enerjisi maliyetleri yüksek(özellikle güneş enerjisi), verimleri düşük enerji kaynaklarıdır.
tercih edilebilme sebepleri (bkz: temiz enerji) olmalarıdır.
önümüzdeki sene sadece bizim işlerini yaptığımız firmanın 8 ayrı parkta 100ü aşkın türbün planı var. evet yenilenebilir enerji bir nimet. ancak üretim kapasitesi öyle abartılı rakamlar değildir. -bizim köyde rüzgar çok esiyo demek bir ölçü değildir. yüzlerce noktada yıllarca rüzgar ölçümü yapılıyor. bu noktalardan çok az bir kısmı üretim için uygun bulunuyor. çok gerideyiz ama oldukça hızlı ilerleme sağlanıyor.
TEHLIKELI OLAN NUKLER ENERJIYI TERCIH ETMEKTEDIR, HALBUKI STADYUMLARI, SITELERI, TUM ULKEDEKI TRAFIK LAMBALARINI, SOKAK LAMBALARINI, DEVLET DAiRELERiNiN DAMLARINA, ISTEYEN EVSAHIPLERININ EVLERININ DAMINA KURULACAK SISTEMLE FABRIKALARI DEGIL AMA HALKIN KULLANDIGI ELEKTIRIGIN BUYUK BIR BOLUMUNU UCUZ, YENILENEBILIR BIR ENERJI KAYNAGINA DONUSTUREBILIRSIN HEM HALK KAZANIR HEM SANAYICI ICIN ELEKRITIK UCUZLAR, HEM DEVLET 30 SENE OMURLUK BARAJLARIN SYISINI AZALTIR. NERDE BIZDE O VIZYON!
epdk ve hükümetlerin yanlış politikaları sonucu elindeki yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanamamıştır güzel ülkem. rüzgar enerjisinde ege kıyıları ve marmara oldukça yüksek bir potansiyele sahipken güneş enerjisinde ise güney tarafı oldukça yüksek bir potansiyele sahiptir. rüzgar enerjisinde ise 1 MW'lık türbinin maliyeti 1 milyon euro civarıdır. ayrıca rüzgar potansiyeli olan arazinin kime ait olduğu, arazinin kuş göç alanı, gsm ve askeri radar sinyallerini etkileme durumları gibi sorunlar vardır. türkiye bütün rüzgar enerjisi potansiyelini kullansa bile ancak enerjisinin %8'ini karşılayabilir.
türkiye enerjisinin %73'ünü ithal etmektedir, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve jeotermal enerji kullanarak bu oranı mümkün olduğunca aşağı çekmeliyiz. rüzgar enerjisi konusunda önümüzdeki on sene içinde inanılmaz derecede yatırım yapılacaktır.
bizlere hep öğretilen olarak türkiye'nin rüzgar türbinine yetecek kadar rüzgarı olmadığı palavralarını müteakip böyle sonuçların çıkması kaçınılmaz tabii ki.
ingiltere, elektrik enerjisinin &15'ini batı kıyılarına vuran sıcak su akımından sağlamaktadır. türbinler deniz altındadır. güneşi ve rüzgarı yeterli olmadığı için bu yola gitmiştir.
güneşi ve rüzgarı feci derecede bol ülkemizde icraat yoktur, o yüzden boşverin; petrol, gaz, nükleer.
Beş kuruşluk elektrik enerjisi için binlerce yıllık tarihi yok etmeyi göze alan türkiye'dir. (bkz: hasankeyf)
Özellikle güneydoğu'da ciddi bir güneş enerjisi potansiyeli varken neden kullanılmaz merak edilir. Bitmez tükenmez güneş varken taş çatlasa 50 yıl ömür biçilen barajlara önem verilir. Tarih yok edilir; doğanın, ekolojinin a**na koyulur. Güneş enerjisi konusunda Diyarbakır b.ş. Belediyesi'nin çalışmalarını saygıyla selamlıyoruz. (bkz: güneş evi)
rüzgar enerjisi çok yetersiz ve güneş enerjisi bakım onarım sebebiyle aşırı masraflı olduğundan nükleer enerjiye göz kırpan türkiyedir.
en azından 7 nükleer santrali varken yalandan 2 rüzgar türbini tarlası kurup çevreyi seviyoruz imajı vermeye çalışan sahtekar ingiltere gibi değildir dürüsttür.
Türkiyenin çok büyük kısmında insaların sularını güneş panelleriyle ısıtması ve gecekondu gibi sürekli yeni yapılan rüzgar santralleri nedeniyle yanlış olan önermedir, misal 3 sene önce 1 adet rüzgar türbininin bulunmadığı aliağa ilçesinde 50 civarı türbin vardır ve 90 MW gibi bir güç elde edilmektedir ve türbin sayısı her geçen gün artmaktadır. Rüzgar santralleri özellikle ege bölgesi başta olmak üzere yurdun büyük kısmında hızla açılmaktadır . rüzgar türbininin jeneratör kısmı hariç tüm parçaları türkiyede üretilebilmektedir. fakat türkiyenin enerji ihtiyacının çaresininde rüzgar santralleri olamayacağını belirtmek gerek...
Dünya ya hükmeden enerji şirketlerinin uzmanlık alanı değildir o yüzden. Hidroelektrik enerjisi kullanıp doğanın içine etmek, termik santrallerle karbon oranını zıplatmak daha kolaydır. Öyledir ki bu başlıkta adı geçen enerji çeşitlerinden uygun 4 yere kurulmasıyla Türkiyenin enerji ihtiyacı 2070 te bile katkat yetecek kadar karşılanacaktır.
başka bir alternatif enerji üretme türüde pompalamadır. aklı avratda olan yurdum erkeğinin kasıklarına takılacak cüzi maliyetli 2 sensör bu işi görür. bakın o zzaman nasıl enerji patlaması yaşıyoruz. (tabi o enerjiden hayırmı gelir orası dianetin bileceği iş)
eskiden su akar türk bakar derlerdi.hidroelektrik üretiminde ileri seviyeye geldik.artık güneş yakar türk bakar ve rüzgar eser türk bakar diyorlar.umarım bu alanlarda da yatırımlar artar.