4 saat sürmesiyle birlikte enfes kostümü, diyalogları, oyuncuların jest ve mimikleri ve hikayesiyle adı gibi geçip giden film... Başına kurulup huzur dolu saatler geçirebileceğiniz dönem filminin kitabına da bir an önce kurulma isteğim nihayetine ulaşır umarım.
3 sene rüzgar gibi geçti ve ben ayrılmak zorundayım bu şehirden. Benim olmayışım sana hiçbir şey ifade etmeyecekken ben seni yüreğimde taşıyacağım. Bu şehre yüklediğim tek anlam sensin çünkü. Sevilmenin şımarıklığı mıydı yoksa net bir sevgisizlik miydi seni bu kadar vurdumduymaz yapan bilmiyorum ama ben gittikten sonra ne anlamı kalır ki?
Sözlükte insanları sevmemeyi, kendini sevindirmemeyi, insanların düşüncelerinin altında neler yattığını, ciddiyetlerini veya eğlenceleri düşünmüyor olabilirsin. Bu doğal hakkın. Troll veya gerçek düşüncelerini yazabilirsin, buna karar veremem. Ama sırf millete terslik olsun diye değil de o kişiyi doğru bulduğun için yazıyorsan bunu yazık.
Sonra biz de oturup “sözlük bitmiş ya yazan yok.” Diye sızlanalım. Müstehak.
eyvallah üstadım ama bu olayların geçmişi var yaşanmışlıkları var bi anda patlak veren mevzular değil burada kimse babamın oğluda değil olsa bile gördüğümü yazardım insan biraz edepli olmalı bi kişinin üstğne oynamamalı dalga geçmemeli bu konuyla ilgili uzun yazarımda gerek yok istersen özele gelebilirsin.
“Amerikalı bir yazarın elinden çıkan en kaydadeğer ilk roman. Ve hiç şüphesiz ki, gelmiş geçmiş en büyük romanlardan biri.”
-The New York Times, Yüzyılın Kitapları
Güçlü ruhu, çarpıcı güzelliğiyle Scarlett O’Hara, hür ve etkileyici Rhett Butler ve romantik, son derece yakışıklı Ashley Wilkes’ın içinde olduğu aşk üçgenine iç Savaş kıyameti eşliğinde tanık oluyoruz.
Aşk, ölüm, kan, kül ve savaşın götürdükleri.