düşünsenize herşeyin kontrolünüz altında olduğu bir dünya. yaratıcı sizsiniz. bildiğin map editör, world builder... neden gerçek dünyanın sıkıntıları ile uğraşasınız ki? rüyalar alemi varken. bir sahne... bateri, bas gitar, vokal, ritm-solo gitar hepsinde siz varsınız. aynı anda çalıyorsunuz. bilmem kaç saksomilyon insan izliyor. herkes adınızı haykırıyor heey. sonra bi baktınız fiji adalarındasınız. güneşin keyfini çıkarıyorsunuz, o da ne fiji diyince bilinçaltı direkt the truman show'a bağlıyor. jim carrey ile birlikte film setindesiniz. ve uyandınız. öeh ne iğrenç değil mi? ama olsun. siz rüyalarınızın efendisisiniz. hiç sorun değil..
(bkz: açık rüya). gerçekten olan ve (tecrübe konuşuyor burda) mükemmel hissetmenize neden olacak birşey. istedğiniz yerden başlayıp istediğiniz herşeyi yapabilirsiniz. mesela yaptığım bir şeyi anlatıyım, basket oynarken (tabi rüyamda)zıpladıktan sonra " lan biraz daha zıplarım ben" diyip yükseldikçe yükselip sonra yavaş yavaş yere inebilirsiniz. yani tek sınır hayalgücünüz.
uykuyla uyanıklık arasındaki o arada, bazen gerçekleşebilen olayı yapabilen insandır.*
misal ben bir keresinde balkondan atladım. sonra "lan rüyaymış, dur bakalım bir daha deneyeyim" dememle birlikte kendimi tekrar balkonda bulup tekrar atladım. üçüncüyü denemeye çalışınca "sie lan" şeklinde bir efektle uyandım.