Geçen bir rüya gördüm. Terkedilmiş bir binanın içindeydim. Duvarların sıvası yer yer kavlamış, koridorda musluk ve lavabo vardı. Su boruları duvarın dışından geçiyordu. Aynı korku filimlerindeki gibiydi. Sonra o binanın şu an kaldığım yurt olduğunu farkettim. Gerisi yok uyandım galiba o an.
rüyalara daldım senin için
hatıralar topladım bir sürü
kapılar odalar açtım yavaşça
ne yaptıysam kapatamadım
rüyalara daldım senin için
seni aradım her yerde
tuhaf bir telaşım vardı üstümde
kaybettim sandım seni...
Uyku sırasında aynen uyanıkmış gibi çeşitli olayların yaşanması fenomenidir. aklın gölge tarafıdır, oradan bir takım işaretler edinilebilir, motive edici bir şeyler bulunabilir ama onlara fazla da önem yüklenmemelidir. en önemlisi; yaşananı, elde olanı sevmelidir, daha iyisi için çabalamalı, doğadan kopmamalı ve varoluşçu olmalıdır.
Freud'a göre; id'in ilkel istek ve arzularının yerine getirilmemesi durumunda, gerginliği ortadan kaldıracak durum veya kişinin imgelenmesi yoluyla geçici olarak isteğin karşılanmasıdır.
"Şeytana uyar, koynuma girer. Canına yandığım sonsuz rüyalar." kısmı özellikle o nağmeyle birleşince fena vurur. çok kaliteli bir şarkıdır ki çok kişinin bilmemesi de ayrıca bir güzeldir.
insanları, görmek istedikleriyle buluşturan platformdur kimi zaman, kimi zaman korkusuyla yüzleştiği yer, kimi zamansa onu nefes nefese uyandıracak olaydır. uyandıktan sonra " hay allah" dersin bazen, bazense " ne oluyoruz ya? bu gerçek miydi rüya mı? " diye sıyrılamayız kendilerinden. üzer zaman zaman, gülümsetir ummadığın anlarda ise. bir de unutulan rüyalar vardır belki asla hatırlanmayacak olan belki de hayatta onu anımsatacak bir şeylerle karşılaşılan.