(#26850553) yazıları aklına kazımaktan kastım görüntüsünü hatırlayabilecek durumda olmaktır.
yani uyanıkken görülen birini rüyada görmekle aynı şey olur.
ayrıca rüyada bir kitabı kişinin kendi beyni yazdıysa ki bu zor ( ben rüyada okunamaz veya okunan şey mantık içermez diyorum sen kitap yazdırıyorsun amacın ne a m k). bu kişinin sahip olduğu bilgiler ve bakış açısını aynen yansıtacağından
kişiye yeni bir bilgi vermez, kişiye bir öğrenim süreci yaşatmaz. sadece kişi kendini onaylamış olur.
Kişi rüyada yaşadığı öğrenme sürecinin aslında öğrenme değil,kendisini onaylama olduğunu ancak uyandığında farkeder. Rüya esnasında bunu öğrendiğini düşünmektedir.
Kitap konusuna gelince diyelim ki beyniniz yeni birşey üretemez peki o zaman binlerce yıllık edebiyat nasıl ortada ? Her yazılan roman, hikaye, kurgu daha önceden varmıydı yani ?Beyniniz siz uyanıkken yeni bir ürün ortaya koyabiliyorsa rüyanız içinde koyar aksi halde beynin yaratıcılığı çökmüş ve tüm sanat,edebiyat kısacası yaratıcılık külliyatı yok demektir. Rüyada tanımadığımızı iddia ettiğimiz kişileri aslında daha önceden gördün bu bir bilinçaltı diye açıklamaya kalkmak beyninize yapılan bir hakaret olduğu gibi resmi tıp biliminin bir kaçış yoludur. (Elbette bu söylediklerim bilinç altının olmadığı ve bilinç altının düşünceleri yönlendirmediği anlamına gelmez. Bilinçaltı da bir etkidir.)
bazılarının öldükten sonra bazılarının bu dünyadayken algılayabileceği konu. Ne mutlu bu dünyadayken gerçeğin farkına varıp kendini sonsuz hayata hazırlayana.
(#26851399) edebiyat, sanat etkileşim sonucunda ortaya çıkar. etkileşim içinde birden fazla beyne ihtiyaç duyulur. kişi sadece kendini onaylardan kasıt beynin kişiyle bir olmasıdır (çift kişilik durumu haricinde orada da bir ancak algı ve tepki farklı oluyor kişiliklerde) en baştaki entrymde de yazdığım gibi rüyada hiç yazısını görmediğin kitap vb bir kaynakta mantıklı bir yazı okuyamazsın.
"bir zamanlar sık sık gördüğüm bir rüyada, 20 yaşımdan 40 yaşına atlamış biriydim. fiziki görünüşüm aynıydı fakat insanların bana 40 yaşında insan muamelesi yaptığının farkındaydım. ailem çocuklarım her şeyim vardı. fakat rüya bir noktadan sonra yıkılmaya başlıyordu. çocuğumun ne zaman olduğunu, 20 yaşımdan 40 yaşıma gelene kadar neler yaşadığımı hatırlayamıyordum. her rüyanın sonuna vardığım 2024 yılını bir takvimin yaprağında görüyordum. 40 yaşındaysam 94 doğumlu biri olarak 30 yaşımda olmam gerek mantığını kurduğum anda uyanıyordum."
mantığımı kullanarak nereden geldiğimi 2 yaşına kadar hatırlayabiliyorum. gerisini ise sadece başkalarından duyduklarımla gerisini tamamlıyorum. gerçekten rüyada olmadığımızın kanıtı olacak şeyin dünyada sadece ölüm anında ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. çünkü var olan gerçeklikte bize saçma ve mantıksız olarak gelecek bir şeyin yaşandığı görmek için daha önce yaşayamadığımız ya da yaşadığımızı hatırlamadığımız bir şeyi tekrar yaşamamız gerek. bunlardan birisi ölüm anı bir diğeri de doğum anı olabilir. ancak bu pek de mümkün değil.
Bu gece gordugum ruyada aynada kendime baakiyordum bayaa uzun gür keçi sakalim vardi adeta. sakali çektim sivazladim ve resmen çenemde ağriyi o tel tel hissi hissettim fakat yatmadan once daha yeni traş olmuştum.
ben bu yazıyı kendi irademle yazıyorum, sen bu yazıyı kendi iradenle okuyorsun. ancak rüyada böyle değildir. irade tek taraflıdır. beynindir veya belirsizdir.
gerçekte ki selin'in davranışları selin'in iradesinin ürünüdür.
rüyada ki selin'in davranışları ise selin'in iradesinin ürünü değildir.
bir de rüyalarda bazen şöyle bir şey oluyor. daha önce hiç yazılmamış şeyleri, daha önce hiç okumadığın şeyleri sanki kurallara uygun, kurgulanarak ve dil kurallarına uyularak yazılmışçasına görür ve okursun. bu nasıl olur bilmiyorum ancak başıma geldi. yada daha önce hiç sormadığın bir soruyu rüyanda sorarsın ve cevabını da verirsin. beynin algıladıklarıyla vücudun tepkileri birbirini etkiler. acı dışarıdan gelen bir şey olduğu kadar içimizde yaşadığımız bir şeydir ayrıca. mutlulukta öyle. soyut olarak nitelendirilir bunlar ancak bu hissiyatlar oluşurken somut hormonlar salgılanır. yani sadece soyut değildir. belki soyut bile değildir. kim bilir?
Katkıda bulunan tüm yazarlara teşekkürlerimi sunarım. bebenuri dostumun (#26851556) şurda söylediğine atfen :
Buna çok katılmam mümkün değil zira ortaya yeni birşey koyma fikri her zaman etkileşime muhtaç değildir. Rüyasında yaratıcının sesini duyan ve tarif edemeyen insanlar var mesela. Esinlenilmiş bir rüya tarif edilemez mi ? Oysa ki beyniniz esinlendiyse bir referans noktası vardır. Bununla birlikte şunu düşünelim, peki uyanıkken gördükleriniz başka bir hayatta beyninizin esinlendikleri olamaz mı ?
(#26851917) burda zemin kat dostumun söylediğine atfen :
Selinin ben uyanıkken kendisine ait irade ile davrandığını düşünen benim. Pekala beynim bunun öyle olduğunu söyleyebilir bana.
Mesela rüyadaki selinin davranışlarının kendi iradesi ile olmadığını ancak uyandığım zaman fark ederim ancak rüyanın içerisindeyken de rüyadaki selinin kendi iradesiyle davrandığnıı düşünmekteyim. Sonuç olarak irade konusu sizin rüyada olmadığınızı kanıtlayamaz. Geçen hafta gördüğüm bir rüyada hiç tanımadığım komşumuzun hiç tanımadığım oğlu evi terkediyordu. Rüya içerisindeyken onun özgür iradeyle yaptığı bu eylemin, aslında benim beynimin eseri olduğunu uyandığımda anladım.
(#26851635) burda nicktir nick dostuma atfen
Bu zaman zaman rüyalarda olur. (bkz: rüyadayken rüyada olduğunu anlamak) (bkz: lucid ruya) ya da mutlaka duymuşsunuzdur şöyle rüyaları ; "Katil tam yakalayacakken allahım nolur uyanayım diye yalvardımm" ya da kim bilir bu rüyanın kurgusuda böyledir ?
rüyada canın! acımaz ruhun acır'a ise söylenecek şey ise ruhunuzun acımasının aslında var olmadığıdır. Bu hormonlarınıızın size sunduğu elinizde olmayan bir deneyimdir. Hükmü ise beyninizdedir. Canınızın acımasıda tıpkı bu şekilde ancak beyninizin müsade ettiği bir histir. Felçli insanların hiçbir şeyi hissetmediği gibi acıyıda hissetmeyişleri bu sebepledir. Yani pekala rüyadayken canınız yanabilir.
Bu hayatın rüya olup olmadığından şüphe etmek dolayısıyla düşünmek rüyada değil gerçekte olduğumuzu ispatlamayacaktır zira rüyanızda da birer moron değilsinizdir. Rüyanızda da düşünürsünüz ancak düşünmeniz için gerekli referans noktaları farklıdır.Ayrıca hepimiz aynı rüyayı görmüyoruz (eğer rüyaysa) belkide hepimiz sadece birinin rüyasının yarattıklarıyız şu an. Sadece okurken bunları beyninizin yaratabileceğini düşünün.
(#26854212) ortaya yeni bir şey koyma olarak genel bir kavrama ithafen etkileşime muhtaç demedim. edebiyat etkileşime ihtiyaç duyar.
olayı yaratıcının sesini duyma ve reenkarnasyona getirmek (bkz: yok daha neler) sadece başlıktan ve konudan uzaklaşmanı sağlar.