Betonda dahi röveşata çekenlerin acı çekmelerinden yanayım. Öyle... Gerçi artistlik peşinde olanların, bi çoğunun, ''lan daha biz mis gibi istikbal'de çekemiyoruz adamlar ceylan gibi betonda sekiyorlar'' dediğimiz sırada telef olanına, kolunu bacağını çatırdatanına tanıklık etmemiş de değilim hani. bi yandan benim ki lafta haa kimse acı çekmesin yazıktır günahtır desem de hak gibime geliyor bunlara acı çekmek. s.k kafalılar.
en unutulmazlarından birini hollandalı efsane golcü marco van basten 'in yaptığı harekettir. türkiye liglerinde de tanju çolak 'ın böyle golleri vardır.
futboldaki en klas hareketlerden biri olmasına rağmen, uludağ sözlük' te başlığının yeni açılmış olduğunu görmek beni fazlasıyla şaşırtmıştır. bu şaşkınlığımın üzerine çıkabilecek bir şey varsa o da şu an karşımdaki duvarda yürüyen böceğin rövaşata yapmasıyla olur. yoksa çok pis öldürcem onu.
zamanında fifa 99 adlı nadide oyunda (ki o zamanlar pes mes bilmiyoruz, fifaya tapıyoruz) beşiktaşta oynayan bir oyuncudur rövoşata. fifa yetkilileri kadroyu tam dolduramamış olsalar gerek uyduruktan bir adam yaratmışlar. ayrıca aynı oyunda hasan şaş da gullit'in ikizi gibi gösterilmişti.
bisiklet vuruşu olarak ta adlandırılabilecek vuruştur. gerçekten atması zordur ve kabiliyet ister, hele kendi kalenize atıyorsanız bu golü tarihe geçersiniz.
türkiye hiper liginde tanju'dan sonra maalesef pek de sık rastlayamadığımız, gol olma şansı gol olmama şansının yanında önemsel bir değer atfetmediği, sanatsal içerikli ve bir ihtimal karacaahmette dahi sonuçlanabilecek artistik patinaj. Peki sanat için ölünür mü??? Ölünmese bile en azından bi adet bkz. açılabilir:
futbolun en zor ve en estetik hareketi olarak görülür.
filmlerde, yetenekli bir futbolcu adayının eski bir futbol efsanesi tarafından verilen futbol eğitimi sırasında son derste öğretilen topa vuruş biçimidir. bu haliyle bile o tarz filmleri geyik sınıfına sokar..
çalışkan futbolcu hocası tarafından zorlu bir eğitim sürecinden geçmiştir ve artık pişmiştir. Güneş ufuktan batmak üzere iken efsane futbol hocası öğrencisinin yanına gelir. bu gelişinden önce uzaktan bir süre öğrencisini izlemiş ve onun durumundan gayet memnun olduğunu anlatan bir yüz ifadesi ile kameraya perspektiften mimik verir. Çalışmaktan hocasını farketmeyen öğrenci hocasının sesi ile irkilir..
+ "Hey xxx "
( ogrenci arkasını döner ve hocasına bakar..)
+ çalışmayı bırak. artık yeterli seviyedesin ama sana öğreteceğim son bir şey kaldı.
- nedir hocam?
+ rövöşata !!!!!
(öğrencinin yüzünde mutluluk ve heyecan belirir..)
sonra hoca sanki evrenin sırrını anlatıyormuşçasına özenle ve yavaş yavaş duruş pozisyonunu, ayak açılarını , topun gelişine göre nasıl davranılacağını anlatır..
öğrenci saatler boyunca çalıştıktan sonra 90'a giren bir rövöşata yapar.