Teknoloji, özellikle haberleşme dalında, yobazlığın etkisini kırmıştır. nokta.
Teknoloji geri iken sanki islam toprakları binbir gece masalları mıydı? Bsg derler adama, köleliğin hala sürdüğü yerler islam'ın hakim olduğu yerler değil de nere? Halifelerin haremleri, erkeklikleri zorla alınmış afrikalı köleler tarafından bakılmadı mı?
Bu cahillerin asıl adı, Rönesans ve reform'um müslüman ağırlıklı dogmatik toplumlu ülkeleri ezip geçmesine sevinen insanlardır.
Ağla canım ağla, judeo-hristiyan cemaati mekke'yi bile satın alacak hale geldiler.
rönasans ve reform anlaşılması bu kadar zormudur dedirten durum. ilk entry'de yer alan açıklamaların bir kısmının doğru olduğu varsayılırsa (kilisenin toplum üzerindeki baskısının varlığı) rönasans ve reform harekleri sonucunda gelişen ve günümüze uzanan olaylar silsilesinin neler olduğuna objektif bir biçimde bakmak gerekir sanırım. kapitalizmin meydana çıkamsı sonucunda beraberinde kolanicilik yani sömürgecilik meydana gelmiştir. ancak şöyle bir durum vardır; bu gelişmelerin sorumlusu olarak rönasans ve reform hareklerinin gösterilmesinin komiktir. bu oluşumların nedeni "sanayi devrimi" dir. sanayi devriminin nedeni rönesans ve reform harekeleridir denilirse de "yok artık libron james" denilebilir.
eger reformdan ronensanstan sonra yapilan seyler kimseye yarar saglamadiysa ve teknoloji bizi geriye goturduyse.. adama internete isin ne demek gerek.. ayrica maden teknoloji bu kadar kotu neden hepimiz magaralara donmuyoruz? hic aci da yoktu bilgide.. adamlar tasla savas ediyorlardi.. .. bilgi cift taraflidir..
bilmek sorumlulugu getirir. keske hep cahil kalsaydik denilemez. zira ilkel toplumlardada kolelik sefalet ve soykirim olmustur. en iyi ornegide hindistandir. eger bilgiden teknolojiden nefret ediyorsaniz hayvanlar gibi masum kimseye zararsiz yasaminiz lazim,.
rönesans'ın, yalnızca fransız ihtilali'nin tetikleyicisi olması ve sonrasında bir çağı kapatıp yeni bir çağı başlatması dahi onun önemsenmesi gereken bir aydınlanma hareketi olduğunu kanıtlamaya yeter. üstelik bu akım, yalnızca kültür ve sanat alanında değil bilimde de büyük buluşlara olanak sağlamıştır.
van gogh'a gelince,
yaşamı boyunca tek bir tablosunu dahi satamayan, parasızlık ve sefalet içinde yaşam sürdüren, buna mukabil; ölümünden sonra, dışavurumculuk akımı'nın en önemli temsilcisi sayılan bir ressamın, 'kafayı yememesi' mümkün müdür?*
