ruzgarli bir gece rapsodisi

entry1 galeri0
    1.
  1. Saat on iki.
    Aysı bir bireşimde tutulmuş
    Sokakların kapsamı boyunca,
    Fısıldanan aysı tılsımlar
    Eritir belleğin döşemelerini
    Ve onun bütün belirgin ilişkilerini,
    Bölümlerini ve kesinliklerini,
    Geçtiğim her sokak lambası
    Çalar kaderci bir davul misali,
    Ve karanlığın alanları boyunca
    Hafızayı sarsar gece yarısı
    Nasıl sarsarsa bir deli ölü bir sardunyayı.

    Saat bir buçuk,
    Titredi sokak lambası,
    Söylendi sokak lambası,
    Dedi ki sokak lambası,
    'Bir sırıtış gibi
    Kendisine açılan kapının ışığında
    Sana doğru duraksayan şu kadına dikkatle bak.
    Görürsün giysisinin kenarı
    Yırtılmıştır ve lekelenmiştir kumla,
    Ve görürsün gözünün kenarı
    Kıvrılır eğri bir topluiğne gibi.'

    Hafıza fırlatır yukarı yüksek ve kuru
    Kıvrılmış şeylerin bir kalabalığını;
    Aşınmış, pürüzsüz ve parlatılmış
    Bir dal kıvrılmış kumsalda,
    Sanki vazgeçmiş dünya
    iskeletinin gizinden,
    Kaskatı ve beyaz.
    Kırık bir zemberek bir fabrika avlusunda,
    Kuvvetin terk ettiği biçime tutunmuş pas
    Çetin ve kıvrımlı ve çatırdamaya alesta.

    Saat iki buçuk,
    Dedi ki sokak lambası,
    'Kendisini olukta yassılaştırmış kediye dikkatle bak,
    Çıkartır dilini
    Ve siler süpürür bir parça küflü tereyağını.'
    Çocuğun eli de öyle, kendiliğinden,
    Çaktırmadan cebe atar rıhtımda dönenen bir oyuncağı.
    Hiçbir şey göremedim çocuğun gözü ardında.
    Işıklı panjurlar arasından dikizlemeye çalışan
    Gözler görmüştüm sokakta,
    Ve bir yengeç bir öğle sonrasında bir havuzda,
    Kendisini tuttuğum çubuğun ucunu kavramış,
    Sırtında deniz kabuklarıyla yaşlı bir yengeç.

    Saat üç buçuk,
    Titredi lamba,
    Karanlıkta söylendi lamba.
    Mırıldandı lamba:
    'Dikkatle bak aya,
    La lune ne garde aucune rancune,
    Belli belirsiz göz kırpar,
    Köşelere gülümser.
    Çimenin saçını düzler.
    Hafızasını kaybetmiştir ay.
    Soluk bir çiçek bozuğu çopurlaştırır yüzünü,
    Eliyle kıvırır toz ve bayat kolonya kokan
    Kağıttan bir gülü,
    Beyninde mekik dokuyan
    Bütün o kadim gecesel kokularla yalnızdır.
    Anımsanır
    Güneşsiz kuru sardunyalar
    Ve çatlaklardaki toz,
    Sokaklardaki kestane kokuları
    Ve kadınsı kokular panjurları kapalı odalarda
    Ve sigaralar koridorlarda
    Ve kokteyl kokuları barlarda.'

    Dedi ki lamba,
    'Saat dört,
    işte kapının numarası.
    Hafıza!
    Anahtar sende.
    Yayar merdivene bir haleyi küçük lamba,
    Yukarı çık.
    Yatak açık; diş fırçası asılı duvarda,
    Ayakkabılarını koy kapıya, uyu, hazırlan hayata.'

    Bıçağın son kıvrılışı.

    T.S.Eliot
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük