malum; evlenince oksipital korteksi aldırıyoruz. bunun için görmediğimiz (oksipital korteks olmayınca görsel girdi parietal loba gelmiyor) şeyin güzel-çirkin olmasını tanımlayamıyoruz.
doğrudur.
bana Berlin'de "rus musunuz?" diye sormuşlardı? ben de "bu ne cüret!" diye kızıp türk olduğumu söylemiştim. rus sanılmak gibi bir aşağılanmayı sineye çekecek değilim. normalde pek takı takmadığım halde artık yurt dışına giderken büyücek bir ayyıldızlı kolye takıyorum ki bir daha böyle hadsizliklerle karşılaşmayayım.
italyan erkeklerine 2 güzel kelam yazınca deliren Türk erkekleri yine Rus kızlara övgüler yağdırıyor.
memleketlerinde 3 öğün patates yiyip Antalya'da sıcak denizlere açılan rus kızlarla otel diskosunda, diz altı şortlarınızı çekip tuhaf figürler sergilemeye az kaldı. Biraz sabır.
şimdi güzellik algısından kasıt nedir. ben açıklayayım;
renklilik;
açık ten, buğday da bu tene girer, albino da. türk kızları genel olarak beyaz tenlidir, bu bir artıdır.
açık renk saç, kumral-konor (karanlık-koyu sarışın-kestane rengi) saç rengi türk kızlarının ana saç rengidir, bu da bir artı.
açık renk göz, yeterince var. ve uyandırayım, ela da, badem de, o da, bu da renkli göz kategorisine girer. geografya getirisidir, bir alman familyası adana'da iki yüz yıl yaşasa mavi gözü, elaya döner.
renkleri bırakalım, gövdeye geçelim;
sağlam gövdeli türk bayanları (çatlasanız da kadın demem) işbu sağlam gövdelerinden ötürü bazen (çoğu an, üzgünüm kızlar, beni tanırsınız, klasik ana-erkil bir familyadan geliyorum ancak doğruya doğru) güzellik parametresinde düşüş yaşarlar.
gene geografya ve beslenme-bakım düzenlerinden ötürü bu sağlam gövde günümüz "konjöktüründe" (iğrenirim bu sözcükten, umarım doğru yazmışımdır) "taş" sayılmazlar. ancak bir karadenizli, bir balkan göçmeni (ve lütfen, balkan göçmenleri türktür, türk soyundan gelirler, yabancıları bir sivaslı kadar, erzurumlu kadar, manisalı kadar sevmezler), bir almancı "kızçe" son düzeyde "taş" olabiliyor.
beyni yananlara şöyle anlatayım, ye baklava börek, iç şalgam şerbet, o basenler oluşur, selülitler kaplar seni, "tıknaz" olursun.
giyim-kuşam;
türk insanı avrupalıdır, türk modern giyim sektörü diğer avrupalılarda olduğu gibi birbirinden etkilenmiştir. belki de en iyi yaptıkları iş, güzel giyinmektir. ancak "ben her yerde mikro-mini etek göreyim, kız kardeşim-arkadaşım-kuzenin-oyum-buyum usturuplu giyinsin" s*ktir lan oradan!
gelgelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere, türk kızının da, erkeğinin de bir "kalıba" oturması için, ki bunun içine tanışmak-konuşmak-çıkmak-inmek bla bla bla ne istersen kat, bir süre geçmesi gerekir, iki yüz yıldır uğraşıyoruz, çok iyi bir yere geldik, daha da iyiye gideceğiz, yeter ki biraz salın insanları, takmayın tasmaları.