PKK terör örgütü anneleri ile görüşme yapan Rusya televizyonu 'Russia Today' "Türkiye'de yaşayan her beş kişiden birinin Kürt olduğunu ve bağımsız devlet hayallerinin engellendiğini" iddia eden iğrenç yayınında 'Kürt sorunu kızıştıkça Türkiye bölünüyor.' başlığını kullanmış ve kendi hayallerini ekrana getirmiştir.
bir başka ülkeye yönelik eleştiriler getirmeden ve onları ayıplamadan önce, şöyle! etraflıca; tarihi, kültürü, sosyal ilişkileri ve toplumsal gerçekleri gözler önüne serip biraz da ironi yapmak yerinde olur kanısındayım.
hele-hele! o ülkeyle aramızda bir takım yaşanmışlıklar var ise o taktirde; objektif bir değerlendirme için tüm artı ve eksileri kefeye koymak ve öyle tartmak sağlıklı çıkarımlara vesile olacaktır.
şuradan başlayalım;
türk devleti ve medyasına göre, özgürlük savaşçıları ya da en kötü ihtimalle ayrılıkçı direnişçiler olan çeçenler; dünyanın bir çok ülkesi tarafından, okulları basan, uçak ve gemileri kaçıran, masum ve çocukları öldüren teröristler olarak adlandırılmaktadır. bizim tarafa döndüğümüzde ise ülke politikamız gereği, devletin ve medyanın onlara hep bir sempatiyle yaklaştığı aşikardır. dolayısı ile biz, durumu değerlendirirken, ölen ruslara acımakla beraber, onların, olaylara geniş perspektifte bakmamalarını eleştiririz. oysa ki biz, kendimize dönüp baktığımızda, pkk'nın varoluş sebeplerini ne kadar da geniş bir perspektifte degerlendirebiliyoruz?
örneğin, bizlere göre;
abdullah öcalan adında bir sapkın adam var, buna katılan herkes de kendi gibi sapkın... öyle! sebepsiz yere, canlı bomba patlatır, insan öldürür, karakol basar, asker kurşunlar ve mayın döşerler bunlar...
oysa gerçekte, işin rengi hiç de öyle değil...
düşünün! bir kez, rus devleti dönüp de çeçenlere;
- bundan böyle çeçence konuşmak yasak kardeşim! hepiniz rusca konuşacaksınız. alt kimlik olarak çeçen kalacaksınız lakin, üst kimlikte rus olacaksınız, zaten burası da rusya, bölmeyin memleketi...
dese, ne olur? türkiye'de ne kadar ülkücü, milliyetçi-maneviyatçı varsa, alayı ayağa kalkıp da hep bir ağızdan;
- faşist rusya! faşist rusya!
diye tempo tutmazlar mı? silah, para, mücahit ve mühimmat yollamazlar mı?
ve tekrar dönüyoruz kendimize, tarihte biz ne yaptık;
demedik mi? buradakilere; türksünüz siz artık... ana dilde eğitim yasak... güneş dil teorisi, türk tarih tezi gibi saçmalıkları yutturmadık mı başkalarına ve kendi çocuklarımıza? yıllar boyu...
lozan antlaşması uyarınca nufus değişimleri olmadı mı? pekiyi! nasıl oldu bu değişimler? din bazında... yani, türkçe konuşan, bir çoğumuzun atasına kıyasla sapına kadar da türk olan karamanlılar, sırf ortodoks diye yunanistan'a gönderildiler. kimse biliyor mu acaba? o, 'yunanlıların' bazılarının tek kelime yunanca bilmediğini? dedik ya, şartlar öyle gerektiriyordu, güç de bizde idi öyle oldu.
yanlış kullanıldığı düşünülen devlet otoritesini, doğrudan hedef almayıp, masum halka yönelen terörizme karşı durulması gerektiğini, terörün; dini veya milliyeti olmayacağını hatırlayıp, ister çeçen, ister kürt, ister amerikalı, ister rus olsun; her tür terörizm olayını lanetlememiz gerektiğini kabul etmeliyiz.
lakin, demek istediğim şudur ki;
- zavallı çeçenler, şerefsiz ruslar!
ya da
- zavallı türkler, şerefsiz pkk!
gibi çok farklı kombinasyonların mümkün olduğu betimlemeler, tarihi gerçekler ve sosyokültürel ilişkiler bağlamında iyi analiz edildiğinde, tümüyle doğrudur ya da yanlıştır diyemezsiniz. derseniz; tarihinizin tozlu sayfalarındaki kimi gerçekler, ansızın! bir yerlerinize kaçıverir.